Büyüyen dış ticaret açığı ve ardındaki sorunlar
Geçen hafta TÜİK haziran dış ticaret istatistiklerini yayınladı ve ilk yarının genel bir fotoğrafı ortaya çıkmış oldu. Bu fotoğraf bilinen ama şimdilik fazla tartışılmayan iki sorunu hatırlattı: Yeni ekonomik program ihracatın ithalattan daha hızlı artarak net ihracat kaleminin büyümeye pozitif katkı yapmasını öngörüyordu; oysa gidişat aksi yönde.
Diğer sorun ise dezenflasyonu istenilen tempoda götürmek için TL’nin değerlenmesinden medet umulması. Bu da ihracatı kösteklerken ithalata gaz veriyor. Bu sorunlara yazının sonunda değineceğim ama önce yılın ilk yarısının dış ticaret rakamlarını önceki yılın ilk yarısı ile karşılaştırarak gelişmelere bir göz atalım.
Türkiye’de dış ticaret ekonomik kriz dönemleri hariç zaten hep açık verir. Önemli olan açığın azalmakta mı yoksa artmakta mı olduğudur. Bu da ihracat ve ithalattan hangisinin daha hızlı arttığına bağlıdır. 2024 ve 2025’in ilk Ocak-Haziran döneminde ihracatın 126,2 milyardan 131,4 milyar dolara yüzde 4,1 oranında arttığı görülüyor. Buna karşılık ithalat 168,7 milyardan 180,8 milyar dolara yüzde 7,2 oranında yükselmiş bulunuyor.* İthalat ihracattan daha hızlı artınca dış ticaret açığı da 42,5 milyardan 49,4 milyar dolara yükselmiş durumda.
İthalat artışını başlıca mal gruplarına göre ayrıştırdığımızda dikkat çekici bir fotoğrafla karşılaşıyoruz. Yatırım malları ithalatında artış yüzde 2 ile sınırlı kaldığından bu kalemin toplam içindeki payı da yüzde........
© Dünya
