Türkiye’de enflasyon: Mayıs 2025 verileri ışığında bir değerlendirme
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli artması anlamına gelir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde temel bir ekonomik problem olarak öne çıkar.
Türkiye’de enflasyon yalnızca ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda siyasal, toplumsal ve sınıfsal etkileri olan çok boyutlu bir sorundur. Özellikle 2021 sonrası dönemde yüksek enflasyon ortamı, makroekonomik istikrarsızlığın ve kurumsal zafiyetlerin bir sonucu olarak derinleşmiştir.
TÜİK’in 3 Haziran 2025 tarihinde açıkladığı verilere göre:
Mayıs 2025 TÜFE Verileri (TÜİK)
Aylık TÜFE artışı: %1,53
Yıllık TÜFE artışı: 5,41
Yılbaşından bu yana (Ocak– Mayıs) kümülatif artış: ,09
12 aylık ortalamalara göre artış: E,80
Çekirdek enflasyon (B göstergesi)
Aylık artış: %2,25
Yıllık artış: 4,81
Ana harcama gruplarında yıllık değişim
Konut: g,43
Gıda ve alkolsüz içecekler: 2,87
Ulaştırma: $,59
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE)
Aylık artış: %2,48
Yıllık artış: #,13
Bu veriler, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında da enflasyon düşüş trendinin devam ettiğini göstermektedir. Özellikle çekirdek enflasyonun TÜFE’nin seviyesinde seyretmesi olumlu değerlendirilebilir. Ancak bura geçen yılın baz etkisinin avantajı da yaşanmıştır. Asıl belirleyici olan Haziran enflasyonu olacaktır. Çünkü 2024 Haziran enflasyon %1,6 olarak gerçekleşmiştir.
a) Para politikası sorunları
2021–2023 döneminde TCMB’nin politika faizini ’dan %8,5 seviyelerine çekmesi, TL’de sert değer kayıplarına yol açtı.
2024 ortasında yeniden faiz artırım süreci başlamış olsa da, geç kalınmış müdahaleler dezenflasyonist etki yaratmakta yetersiz kalmaktadır.
2025 yılı itibarıyla politika faizi P seviyesinde olması reel ekonomide çarkları yavaşlatmakta ancak enflasyonun genel eğilimindeki düşüşü etkilemektedir.
b) Maliye politikası genişlemeci niteliktedir
2024–2025 yıllarında bütçe açığı/GSYH oranı %6,7’ye çıkmıştır.
Kamunun seçim dönemlerinde artan sosyal transfer harcamaları ve af paketleri, talep yönlü enflasyonu beslemektedir. Ayrıca kamunun tasarruf süreçlerinden uzak durması ayrı bir sorundur.
c) Kur geçişkenliği
TL’nin 2021 sonrası ciddi değer kaybı, ithal girdi maliyetlerini yukarı çekmiş ve maliyet enflasyonunu körüklemiştir.
2025 itibarıyla dolar/TL kuru 38,50 seviyelerine ulaşmıştır; bu da........
© Dünya
