menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Farklılıklarımızı anlamak güçtür

10 0
yesterday

"...farklılıklarımız ancak hayat­larımızı renklendirdiği ölçüde önem taşıyordu."

Ahmet Cemal, Önce Şairleri Yaktılar

Alfonso Cuarón’un yönetmen­liğini üstlendiği ve 1970’lerin Meksika’sında geçen Roma filmi, bir ailenin yanında hizmetçi ola­rak çalışan Cleo karakteri üzerin­den insanların her nevi farklılığı­nı, sosyal ilişkileri ve Meksika’nın o dönemde yaşadığı siyasi süreci gözler önüne seriyor.

Ahizeli te­lefon, ailecek izlenen tek kanal­lı siyah beyaz televizyon, eski ki­taplık, pikaplar ve daha nicesi 70- 80’li yılların küçük burjuva, yarı aydın ailelerinde büyüyenleri tra­jik ama aynı zamanda özlem do­lu bir geçmişe götürüyor. Gönül isterdi ki burjuva, yarı aydın ai­leler değil de Cleo karakteri üze­rinden çok daha farklı yahut derin ama anlaşılır bir anlatım olsay­dı. Yani ortada sınıfsal bir duru­mun olduğu ve bunun çok daha fazla irdelenmesinin gerektiği kanısındayım. Günümüz sinema anlayışı yahut kapitalizmin etki­si izleyicinin sinemadan bekle­diğini asla verememekte.

Bunun yanı sıra sınıfsal çatışmayı algı­lamaya çalışırken, feodal düzen içinde asıl Meksikalıların sınıf bilincini kaybettiğini görüyoruz. Cuarón’un bence bir iç hesaplaş­ma sonucu çektiği bu film sınıf­sal bir çatışma yerine sınıfsal bir barışma istiyor belki de. Aslında bu film hangisine benziyor biliyor musunuz? Berkun Oya’nın bu yıl çok popüler olan filmi, Bir Başka­dır dizisini hatırlatıyor.

Akla şu geliyor: “Küçük farklı­lıkların narsizmi” diye bir kavram var. Ortak özelliklerin kişiyi vur­gulamaya yetmemesi sebebiyle modern toplum bireyinin küçük de olsa farklılıklarını belirleyici ve üstünleştirici olarak ifade edil­mesi durumudur. Farklılık söyle­minin son 30-40 yılda küreselleş­meyle birlikte dünyanın her ta­rafına yayılması ve farklılıkların en temel özellikler olarak yücel­tilmesi gerçeğinin dünyanın her tarafında yaşanmasıdır. Freud buna “narcism of minor differen­ces” yani küçük farklılıkların nar­sizmi diyor.

Farklılık eşit olmaya aykırı bir kavram değil. Yani farklı olup eşit olabiliriz. Farklılığı bir üstünlük gibi görmemiz gerekir. Farklı ol­mak farklı olmaktır. Üstün olmak ya da altından olmak değildir. Ba­na göre eşitlik bir restorana git­tiğimiz zaman aynı menünün önünüze konmasıdır. Farklılık da aynı menüden farklı yemekler se­çebilme özgürlüğüdür. Dolayısıy­la farklılıkla eşitliği karıştırma­mamız gerekir. Farklılıklara şap­ka çıkarmamız gerekir. Çünkü farklılıklar bizi zenginleştirir.

Farklılık bizi fakirleşti­rir ya da........

© Dünya