Fenerbahçe Türkiye gibidir
Bu hafta Fenerbahçe yazalım dedik. Niye hocam dış politikada konu mu bitti diye soranlar olabilir. Bu coğrafyada konu bitmez. Büyük usta Neşet Ertaş “Çekmediğimiz derdin türküsünü söylemeyiz” demiş. Fenerbahçeliliğimiz içerisinde gurur, ihtiras, hırs, sevinç, ızdırap, aşk gibi tüm duyguları barındırır. Fenerbahçe yazımızın nedeni ondan.
Fenerbahçe Türkiye gibidir. Türkiye’nin küçük bir özetidir. Türkiye’nin bir devlet olarak yaşadıklarının küçük bir örneğini yaşar Fenerbahçeli.
Türkiye'nin jeopolitik konumu ve tarihsel deneyimlerine atıfta bulunan yaygın bir söz vardır; ''Türk olmak zordur, çünkü dünya ile savaşırsın." Bu tarihin her döneminde değişmeyen bir gerçeklik içerir. Ülke olarak inadına dimdik ayakta kalmak, her şeye göğüs germek zorundasındır. Dışarısı yetmez ise içerde birbirimizi yemekle uğraşırız.
Sözün, Fenerbahçe’ye uyarlanması hiçbirimizi şaşırtmaz. Fenerbahçeli olmak zordur, çünkü çoğu zaman tek başınasındır, herkes için en büyük rakipsindir. Diğer taraftan Fenerbahçeli olmak zordur, çünkü rakiplerine gerek olmadan birbirini yemekle uğraşırsın.
Fenerbahçe divan kurulu Türkiye Büyük Millet Meclisi gibidir. İçeride kan gövdeyi götürür dışarıda sarmaş dolaş çaylar, kahveler içilir.
Türkiye’deki partilerin çoğu lider merkezlidir. Liderlerinin ismiyle ortaya çıkarlar ve liderlerle beraber yaşarlar. Tarihten beri böyledir bu… Türk ırkının geçmişine dayanan belki varoluşundan beri ortaya çıkan bir durumdur. Fenerbahçe’de öyledir. Diğer takımlarda aday olan başkanın nereden nasıl geldiği anlaşılamazken Fenerbahçe’de hep isimler üzerinden adaylık vurgusu yapılır.
Türkiye’de siyasi parti başkanları belli bir kitleyi arkalarında sürükleyebilecek bir liderlik vasfına sahip güçlü profillerdir. İktidara geldiklerinde güçleri daha da artar. Etrafları “sen büyüksün”, “en doğruyu sen........
© Dünya
