Tarifeler savaşı ve Türkiye
Dünya ekonomi ve siyasetinin gündemine ABD’nin tarife uygulamaları oturdu. Konunun gündem olmasının birinci sebebi tarife oranları ise diğer sebebi de ABD Başkanı Trump’ın açıklama ve uygulama yöntemleri.
Başkan Trump’a göre ABD’nin kronik haldeki dış ticaret açığı önemli bir sorun. ABD’nin yurt dışından yaptığı ithalat nedeniyle ABD sanayisizleşirken işsizlikte de artışa neden oluyor. Bu soruna karşı Başkan’ın sunduğu reçete daha yüksek gümrük vergileri. İktisat yazınında bu sorunun reçetesi ise Başkan ile aynı fikirde değil.
Gümrük tarifeleri belli sektörleri aşırı rekabetten korumak amaçlı uygulanabilir. Örneğin, demir-çelik sektöründe Çin ve Hindistan’ın yıkıcı bir fiyat rekabeti var. Çin devletinin çelik ihracatında uyguladığı sübvansiyonlar gayet iyi biliniyor. Böyle bir durumda yerel endüstriyi korumak gerekir ve gümrük tarifeleri yolu ile yerli üretim korunabilir. Fakat bir ülkenin kronik dış ticaret açığı daha ziyade ülke içi tüketim ve tasarruf dengesine bağlıdır.
Tarifeler yolu ile dış ticaret dengesini uzun vadede lehinize çevirmek mümkün olmayabilir. Türkiye örneğini düşünürsek, Türkiye’de sıfır otomobil satışları üzerinde oldukça yüksek özel tüketim vergisi var. Ayrıca KDV ve motorlu taşıtlar vergisi ödüyoruz. Fakat bu vergiler otomobil talebini nasıl etkiliyor? Kısa vadede vergi oranlarındaki artışlar talebi kısa süreliğine kısabiliyor.
Fakat........
© Dünya
