menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vergi kaçakçılığı davalarında bilirkişi sorunu

11 1
13.05.2025

Vergi kaçakçılığı suçu söz ko­nusu olduğunda, pek çok mahkeme dosyayı hemen bir bi­lirkişiye göndermeyi tercih eder. Bunun nedeni, verginin teknik bir konu olarak görülmesi ve bu nedenle sanığa isnat edilen su­çun maddi unsurunun varlığını yeterli değerlendirme konusun­daki tereddüt.

Ancak, teknik bil­giyle hukuki değerlendirme bir­birine karıştığında ya da bilirki­şi raporu gerekçesiz, dayanaksız, adeta idari raporların özeti gi­bi ortaya çıktığında, sanığın öz­gürlüğünü ilgilendiren ciddi so­nuçlara yol açabiliyor. Bu neden­le, bir davada bilirkişiye ihtiyaç olup olmadığı, varsa yöneltilecek sorular ve bilirkişi raporunun ya­sal kriterlere uygunluğu sanık bakımından çok önemli.

Örneğin, mahkemenin önün­de sahte ya da muhteviyatı iti­bariyle yanıltıcı fatura düzenleme veya kullan­ma yoluyla işlenmiş bir vergi kaçakçılığı davası var. Vergi Usul Kanunu her iki belgeyi de tanım­lamış. İki belgeyi birbi­rinden ayıran ana unsur, faturayı düzenleyen ile faturayı kullanan ara­sında, fatura düzenlenmesini ge­rektiren hukuki ilişkinin (mal ve­ya hizmet alım-satımı) gerçekten olup olmadığı.

Böyle bir hukuki ilişki yokken varmış gibi düzen­lenen belge «sahte belge»; böy­le bir hukuki ilişki varken içeri­ği (mahiyet veya miktar bakımın­dan) yanlış aktarılan belge ise «muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge». Dolayısıyla, burada esas itibariyle hukuki bilgiye ihtiyaç var, teknik bilgiye değil.

Bilirkişi, ancak çözümü uz­manlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar için atanabi­lir ve raporunda........

© Dünya