Silahlara Veda
Kökleri hak arayışlarından çok tarihsel travmalara uzanan IRA terörü, Good Friday anlaşması ile sona erdiğinde, toplumlar arasındaki ilişkilerin ve devlet merkezi ile olan bağın nasıl tamir edileceği önemli bir merak konusuydu. Siyasal şiddetin 1968-1998 yılları arasındaki 30 yıllık bilançosu 3 bin 500 can kaybı, binlerce yaralının yanı sıra milyarlarca poundluk ekonomik kayıptı.
Büyük Britanya, askeri önlemlerle sona erdiremediği bir siyasi yaranın kangren olmadan kapanması gerektiğine karar verdiğinde, elindeki en güçlü silahın bitirmekten çok dönüştürmek olduğunu görmüştü. Çünkü para, toprak, makam gibi somut çıkar arayışlarına değil de kimliğinin tanınması, saygı görmek, onurunu korumak gibi soyut taleplere dayanan ve tarihsel travmalarla beslenmiş sorunlar “bitti” dendiğinde bitmiyordu.
Aksine mağduriyet anlatısı o topluluğun varoluşunun, kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline geliyordu. Britanya’da her iki taraf da bunun bilincinde olduğundan silahlara veda sürecinde IRA’nın siyasal uzantısı olan Sinn Fein’in lideri Gerry Adams’ın şu sözlerini temel aldılar: “Barış, savaşın yokluğu değil, ilişkilerin dönüşmesidir; yani düşmanın yok edilmesi değil, düşmanlığın dönüştürülmesi esastır.”
Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyu ile paylaşılan fesih çağrısının ardından örgütün kongresini toplaması ve kendini fesih noktasına gelmesi, inşallah 40 yıllık bir terör sürecinin sonuna geldiğimizi gösteriyor. Öcalan’ın çağrı mesajı da sadece bir bitiriyoruz mesajı değil. Zamanın değişen........
© Dünya
