menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

PKK’nın silah bırakma sürecine dair

90 34
14.05.2025

PKK’nın silah bırakma ve fesih ka­rarının ardından tartışmalar ak­la hayale gelmeyen boyutlara ulaş­tı. Fesih bildirisindeki her satır ayrı bir endişenin tetikleyicisi oldu; ül­ke yeniden iyimserler ve kötümser­ler arasında bölündü.

Olayı anlama­ya çalışanlar ile temkinli iyimserler ve endişeli kötümserler, sahneyi ak­tif mutlulara ve reaktif mutsuzlara bıraktılar. PKK’nın feshedilmesinin Sevr Antlaşmasına geri dönüş be­yanı olduğuna dair sosyal medyaya yansıyan ufuk açıcı (!) tartışmaların ardından İstiklal harbi X (Twitter) platformunda yeniden başlatıldı.

PKK’nın feshedilmesine destek vermek Sevrci olmakla özdeşleşin­ce bunun doğal karşıtı da Lozancılı­ğın PKK’nın silah bırakmasının önü­ne geçerek terörü yeniden başlatmak tanımlanmasına sokulması oldu.

Peki, Lozan’ın Türkiye Cumhuri­yeti’nin temel kuruluş belgesi ve ulu­sal kimliğimizin inşasında kullanı­lan bir zafer sembolü olduğunu dü­şünen, bu konuda kitap bile yazmış, uzun yıllardır çatışma çözümü ve uluslararası uzmanlarla politik psi­koloji alanında çalışan benim gibi bi­risi ne yapmalıydı?

PKK’nın silah bırakmasının ardın­dan karalar mı bağlamalıydım? He­men silahlarınızı geri alın, örgütü sa­kın dağıtmayın filan mı demeliydim? Ne olmuştu da PKK silah bıraktı diye memnun olmuşken kendimi bir anda Sevr antlaşmasını imzalayan hainle­rin tarafında bulmuştum?

Trajikomik bu durumun geri pla­nında daha önce yaşanmış ve başa­rıya ulaşamamış girişimlerin yanı sı­ra hem PKK kanadına hem de iktidar cenahına yönelik bir güvensizliğin olduğunu biliyoruz.

“Acaba bir pazarlık mı yapıldı? Fe­sih karşılığında ne verildi” gibi soru­lar fazlaca zihin kurcalıyor. Bunun tamamlayıcısı ise “başarırlarsa on­ların hanesine artı yazar; en azından kitle psikolojisini fazla zafer hava­sına sokmadan odağı değiştirelim” gayreti. Bu kadar kritik bir mesele­nin bile partiler üstü algılanmasına izin veremiyoruz. İçtiğimiz kahve­den, bankamıza, yediğimiz tavuktan oturduğumuz eve kadar her şeyimiz artık politik. Bence bu işin şirazesini biraz kaydırmış durumdayız.

Tamam temkinli ve endişeli­yiz de ortada silaha veda ettiğini söyleyen bir terör örgütü var. Ne­den ve nasıl bu noktaya gelindi der­sek şöyle bir analiz yapalım derim.

1-İdeolojik zeminin kaybı: PKK’nın doğduğu ve beslendiği koşullar, ortaya çıkış amacı ve süreci bugün­kü dengeleri açıklamıyor. Dünya ar­tık iki ideolojik kutup arasında bö­lünmüş değil. Çin’in de dahil oldu­ğu Avrasya merkezinin dışına taşan çok kutuplu bir küresel denge var ve silahlı güç olarak vekaleten kullanı­lan........

© Dünya