Ticaret savaşları
Trump’ın ithalata getirdiği gümrük vergilerinin ardından dünya ticareti çok büyük darbe aldı.
Kime ne kadar vergi konulduğu değil sorun olan. Kimin bu vergilerden nasıl etkileneceği ise hiç dert değil.
Neticede II. Dünya Savaşı sonrasında çok ciddi mücadelelerin neticesinde, özenle inşa edilmiş “kural temelli” bir ticaret sistemin sonu gelmiş durumda. Belki bugüne kadar bu sistemin kuralları arzu edilen düzeyde adil değildi ama en azından yönetimi bakımından öngörülebilirliği yüksek bir ticaret sistemiydi.
Birçok ülke için uluslararası ticaret vazgeçilmezdir. Özellikle de gelişmekte olan ülkeler için ticaretin ayrı bir önemi vardır. Bu ülkeler ihtiyaç duydukları döviz cinsinden mali kaynakların bir bölümüne ticaret vasıtasıyla ulaşırlar. Bazen de borçlanırlar. Ancak ticaret bu ülkeler için geleceğe yönelik yükümlülük doğurmayan en güvenilir yoldur.
Bu yüzden birçok gelişmekte olan ülke, II. Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde kendi ekonomik yapılarını bu ticari önceliklere ve uluslararası ticaretin kurallarına uyacak şekilde inşa ettiler.
Türkiye’nin 1980 sonrası reformlarının da önemli ayaklarından biri de bu uyumu sağlamaktı.
Dünya çapında yapılan ticarette doğrudan veya dolaylı yollarla getirilen kısıtlamaların ve bu amaçla uygulanan vergilerin dünya ekonomisindeki refaha olumlu etkisi olduğunu söylemek pek mümkün değil. Zaten çok sayıda teorik ve ampirik akademik çalışma da serbest ticaretin ülkelerin refahlarını arttırmada daha faydalı olduğuna işaret........
© Dünya
