menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kaynak üreten değil, kaynak tüketen büyüme

21 42
13.03.2025

Son zamanlarda ülke gündemi o kadar yoğun ki…Resmi ma­kamların açıkladığı birçok eko­nomik veriyi bu gündem yoğun­luğu içinde ister istemez sağlıklı bir şekilde yorumlayacak zama­nı bulamıyoruz. Bunlardan biri de Şubat ayı sonunda açıklanan büyüme rakamlarıydı.

Ekonomi yönetimi, belki bi­linçli olarak, konuyla ilgili dik­katleri, bir başarı ölçüsü olarak düşündükleri 15 bin dolara çı­kan kişi başı gelire çekmeye ça­lıştı. Ancak 2024 yılı büyüme­sinin işaret ettiği önemli bir ger­çeği ise kamuoyu dikkatlerinden kaçırdı.

Elbette mevcut gelir dağılımı sorunları varken, elde edilen bü­yüme sıradan vatandaş için bir şey ifade etmiyor. Ülkenin bu­günkü şartlarında kişi başına ge­lirin 15 bin dolara çıkması büyük bir kesim için anlamsızlaşırken, büyümenin “kapsayıcılığı” soru­nu hepimiz için daha önemli bir konu haline geliyor.

Kapsayıcılığı son de­recede düşük bir büyü­meden, kamuoyunun memnuniyet duyması­nı beklemek ise, en hafif ifadeyle “naiflik” olarak nitelenebilir.

Maalesef Türkiye ekonomisi çok uzun za­mandır hizmet-tica­ret-ve-inşaat çekişli büyüyor. Yani elde edilen büyü­menin kaynağını bu iktisadi faa­liyetler oluşturuyor. Tarım ve sa­nayinin büyümedeki önemi ise giderek azalıyor.

Hizmet-ticaret-ve-inşaat çe­kişli büyüme ise Türkiye gibi bir ülkede döviz cinsinden çok fazla kaynak kullanımına ihtiyaç du­yan bir büyüme şeklidir. Zira bu sektörlerin dövize bağımlılıkları yüksektir. Hizmet-ticaret-ve-in­şaat faaliyetlerinin sürdürülebi­lir bir şekilde ülke ekonomisine döviz sağlama kabiliyetleri dü­şüktür. O........

© Dünya