Türk dünyasının Kıbrıs sınavı
Son haftalarda dış politikamız açısından çok dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Basında her ne kadar yeterince yer bulmamış olsa da stratejik açıdan hem çok önemli, hem de beni hayal kırıklığına düşüren bir gelişme yaşandı. Türk Devletleri Teşkilatı’nın üç önemli üyesi olan Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile diplomatik ilişki tesis etti ve büyükelçi atadı. Geçtiğimiz hafta ben sosyal medya hesaplarımda konuya dikkat çekmeye çalıştım ve sanıyorum sonrasında haberin daha fazla işlenmesine ön ayak olmuş oldum. Zira bu gelişmenin, Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin izlediği politikayla açık bir çelişki oluşturduğunu söyleyebilirim. Daha da önemlisi, bu adımların üç ülke tarafından neredeyse eş zamanlı olarak ve Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen Semerkant Zirvesi öncesinde atılmış olması, diplomatik bir tercih değil, jeopolitik bir yönelişin işareti olabilir.
Özbekistan, İtalya’daki büyükelçisini aralık ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne akredite etti. Ardından Kazakistan ve Türkmenistan benzer adımlar attı. Tüm bu gelişmeler, Avrupa Birliği’nin Orta Asya’ya yönelen 12 milyar euroluk yatırım taahhüdü ve stratejik ortaklık planıyla aynı zamana denk geliyor. Bu ülkeler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile diplomatik kanal açarak Brüksel’e daha doğrudan erişim sağlamayı hedefliyor olabilir.
İlk gerekçe AB ile ekonomik........
© Dünya
