İhracatçılar için karbon duvarı kapıda
Önceki hafta TİM’in İnovasyon haftasında katıldığım oturumda yeşil lojistik ve sınırda karbon düzenlemesine değinince, uygulamanın ne denli yaklaştığını ve ihracatçılarımızın yeterince farkında olmadığını düşündüm.
Sınırda karbon düzenlemesi, ilk aşamada demir-çelik (en riskli sektörümüz), çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen gibi sektörleri kapsıyor olsa da, çok kısa süre içerisinde diğer sektörlerimizin de bu uygulamaya tabi olma potansiyelinde olduklarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Orada da anladım ki bu sektörler dışındaki diğer sektörler, durumun farkında olmadıkları gibi durumu çok da üzerlerine almıyorlar. Oysa ki gerçekler farklı.
Avrupa Birliği’nin 1 Ocak 2026’da tam uygulamaya geçireceği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Türk ihracatçılar için sadece çevre politikası değil, doğrudan bir ticaret engeli anlamına geliyor. Basitçe ifade etmek gerekirse; bu düzenleme, karbon salımı yüksek ürünlerin AB’ye ithalatında “karbon vergisi” uygulanmasını öngörüyor. Amaç, AB içindeki üreticilerin rekabet gücünü korumak ve “kirli üretimi” sınırın dışında bırakmak. AB dışından ithal edilen mallar da bu kapsama dahil edilmiş durumda.
Mevcutta, bahse konu sektörler 2023 yılından bu yana yalnızca raporlama yaparken, henüz mali bir yük ile karşılaşmadılar. Ancak 1 Ocak itibarıyla durum değişiyor, artık şartları sağlayamayan ihracatçılarımız karbon vergisi ile tanışacaklar. Veya pazar kaybedecekler. Öte yandan 2030’a kadar tekstilden otomotive, seramikten kimyaya kadar birçok sektörün de bu listeye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d