Sürüden ayrılmadan kâr edilmez!
Çoğumuz hayatta güvenli yolu seçeriz. Bu psikolojik olarak anlaşılabilir bir tercihtir çünkü biliriz ki “sürüden ayrılanı kurt kapar”. Ancak bir de sürüye takılıp, sürüyle kaybolmak veya uçurumdan aşağı uçma senaryosu vardır, ki sürü psikolojisi ile hareket ederken bu riski pek fark etmeyiz.
Bugün Türkiye’de iş yaşamında olan tam da bu. Şirketlerimiz, birbirlerine benzer ürün ve hizmetlerle, kalite veya fiyat rekabeti eksenli olarak yarışmaya çalışıyor.
Bu rekabet türü dahilinde ortada tatmin edici kârlar olmayacağından, sermaye birikimi de olamıyor ve işleri borçla döndürme ve hayatta kalmaya dayalı yönetim modelleri ön plana çıkıyor. Faiz indirimlerini bekleyen, piyasa canlansın da şu işler eskiye dönsün diyen konjonktürel yapılar haline geldik.
Bana bu yazdığım için kızanlar olacak ama bugün rekabet artık daha iyi veya kaliteli üretmek ile değil, daha farklı olmak, dikkat çekmekle kazanılıyor. Bu eskiden b2c için böyleydi, şimdi b2b için de böyle olmaya başladı. Korkunç bir gürültünün içindeyiz ve piyasada çok rakip var. Tüm şirketler biz buradayız diye bağırıyor, dikkat çekmek için büyük harcamalar yapıyorlar.
Bu gürültünün içinde müşteri sizi zor duyar. “Biz daha........
© Dünya
