Bilimin kurallarına dönüş
Faizin enflasyonist olabileceğini iktisat bilimi kuralları dâhilinde geçtiğimiz yazılarımızda akademik literatüründen paylaşmıştık. Ortodoks ana akımın kural bazlı iktisada sadece neoklasik (ve neoliberal) açıdan yaklaşıp diğer okulları ve kuralları dışlaması (crowding-out) farklı ekonomik koşul, durum ve ajanları yok sayması ekonomik çıktıların maliyetini arttırmakta.
Esas “Crowding Out” kamunun borçlanma maliyetindeki artışın özel sektör harcamaları ve yatırımlarını azalttığı şeklinde tanımlanır. Uysal ve Mucuk (2003), Türkiye için 1975- 2000 yıllarını kapsayan yüksek faizli dönem için bu sonucu bulmuşlardır. Ana akımın diğer (heterodoks) görüşleri yok saymasının maliyeti olarak dış ticaret, enflasyon, bütçe gibi konulardaki ortodoks para politikası iddialarının gerçekleşmemesi gösterilebilir.
Makro ihtiyati tedbirler açıklanınca ana akımda yine bilim dışı döneme mi dönülüyor soruları, yorumları yapılıyor. Öncelikle literatürde makro ihtiyati tedbirler ile para politikasının çatışabileceği ve istenilen sonuçları veremeyebileceğine dair görüşler olmasına rağmen (Beau, Clerc ve Mojon, Banque de France, 2012) makro ihtiyati tedbirler ve heterodoks yaklaşımlar iktisat bilimi kuralları içerisinde yani bilimin içinde vardır.
Esas tartışılması gereken soru felsefi olarak “İktisat bir bilim midir?”. Yani bilim dışı olan akademide kimi görüşlere göre bizzat........
© Dünya
