Uzun yıllardır kabul edilmiş bir inanıştır ki “Amerika’yı İsrail yönetir.” Bu inanış her ne kadar ispatlanamasa da İsrail’in bugü­ne kadarki tüm insanlık dışı uygulamalarına karşı Amerika’nın ilahi bir koruyucu olduğu hissedilir.

Bu ilahi koruyuculuk İsrail’in ikinci dün­ya savaşı ve sonrasındaki kuruluş sürecin­den çok daha önceki bir dönemi işaret eder. Siyonizm’in çıkış amacı ile direk ilişkili olan bu dönem on dokuzuncu yüz yılın sonlarına doğru Amerika’nın da güç unsuru olarak ta­rih sahnesine girişi ile her nedense tesadüfi olarak denk gelir.

Tarihî İsrail toprakları olarak tanımlanan Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekle­yen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketi olan Siyonizm de kendisine bu nedenle meşruiyet bulmakta fazla zorlanmamıştır.

Uzun yıllar boyunca İsrail’in savaş ve mad­di güç ile elde ettiği Filistin topraklarını kontrollü çatışmalarla denetim altına aldı­ğını unutmayalım. İsrail’in barışçıl bir bölge devletine dönüşmesinin önündeki en büyük engelin yine kendi içindeki aşırıların ve rant düzeninin sonucu olduğunu ise artık söyle­memize gerek bile yok.

Son yıllarda iki devletli bir çözüm ile ilgili çok büyük bir yol alınamasa da Filistin Dev­leti ile askerî açıdan rutin bir sürecin yaşan­dığını söyleyebilirdik.

2023 yılına geldiğimizde İsrail kamuoyun­da kredisini tüketen, başta oğlu........

© Dünya