İnsan hakları masalı sürdürülebilir mi?
Günümüz dünyasında insan hakları ve sürdürülebilirlik üzerine yapılan söylemler, çoğu zaman umut dolu cümlelerle süslenmiş, şaşaalı vaatler olarak karşımıza çıkıyor. Ancak gerçekler bu cilalı söylemlerden çok uzak…
Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin işgali ile özellikle son 2 yılda, dünya çapında tahmini 117,3 milyon insan; zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri ve kamu düzenini ciddi şekilde bozan olaylar nedeniyle zorla yerinden edildi. 2024 temmuz ayına kadar bu sayının 120 milyonu aştığı tahmin ediliyor. Her 69 kişiden biri veya tüm dünya nüfusunun yüzde 1,5’i artık zorla yerinden edilmiş durumda. Üstelik son 12 yıldır bu sayı giderek artıyor.
İnsan hakları denilince akla hemen evrensel değerler geliyor. Ancak bu “evrensellik” kavramı, çoğu zaman Batı merkezli bir perspektifin dayatmasından öteye gitmiyor. Örneğin, Batı ülkeleri insan hakları konusunda mangalda kül bırakmazken, kendi sınırları dışında yürüttükleri askeri müdahaleler ve ekonomik sömürü politikaları, Birleşmiş Milletler’in tüm Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile çelişiyor.
Orta Doğu’da, Afrika’da ve Asya’nın birçok yerinde yaşanan insan hakları ihlallerine göz yummak, bu ülkelerin kendi çıkarları uğruna hak........
© Dünya
visit website