Martılarla kanat çırpan fiyatlar: Mal – hizmet enflasyonu dinamikleri ve dengesi
“Dinlettin boynu bükük şarkılar. Ses etmem, susarım anıların hat’rına. Gel etme dön artık, üzülecek martılar”. İstanbul’un tarihi kıyıları – Eminönü, Karaköy, Kabataş, Beşiktaş sahilleri – her zaman hareketli, her zaman canlı. Kadıköy’den Üsküdar’a, Salacak’tan Boğaz’ın diğer yakalarına kadar, martı sesleri şehrin ritmiyle bir ahenk içindedir.
Simidin sıcak, çayın taze yudumlandığı bu sahillerde martılar kendi başlarına uçarken daima aynı gökyüzünde bir araya gelirler. Tıpkı İstanbul’un semalarındaki uyum gibi, ekonomide hizmet ve mal fiyatları arasındaki denge de zamanla kendi akışını bulur, bazen birbirinden uzaklaşır, bazen yakınlaşır.
Son dönemde Türkiye ekonomisinde dört temel ayrışma dikkat çekiyor:
-Hizmet ve mal fiyatları arasındaki makasın açılması, -
-Hane halkı ve piyasa profesyonelleri arasındaki enflasyon beklentisi farkı,
-Kur tahminleri ve gerçekleşmeleri arasındaki uyumsuzluk, ve
-CDS (Risk primi) ve tüketici güveni arasındaki derin makas.
Bu ayrışmaların temelinde “tek fiyat” teorisi yer alıyor. Örneğin, “Big Mac” endeksi, mal fiyatlarındaki farklılıkları anlamak için sık kullanılan bir yaklaşımdır. Mal fiyatları, döviz kuru hareketlerinden doğrudan etkilenirken, hizmet fiyatları daha yapışkandır ve alım gücünü belirleyen en önemli faktördür (Balassa-Samuelson etkisi). Piyasa profesyonelleri bu yapıyı daha hızlı benimserken, hane halkı geriden gelmekte. İki grup arasındaki asenkron makro dengeyi bozmakta.
Piyasa düşük enflasyon beklentisi içerisindeyken, hane halkı hâlâ p’ler civarında yüksek enflasyon hissediyor. CDS, 270 baz puana........
© Dünya
visit website