Çin Seddi’ni vergiye bağlayan adam: Trump yaklaşımı
2. Dünya Savaşı öncesinde Maginot Hattı, Fransızların göğsünü kabartıyordu. Ta ki Alman panzerleri birkaç saat içinde siperlerin etrafından manevra yapana kadar.
Ya da Afyon Kocatepe’ye nazır kurulu siperler kurşun geçirmez sanılıyordu. Ta ki Mustafa Kemal Atatürk “İlk hedefiniz Akdeniz’dir!” diyene kadar.
Kissinger’ın kendi ifadeleriyle rakiplerinin etrafından dolanmayı seven bir kültüre karşı ancak dönemin ruhunu anlayan biri karşı koyabilir: Trump gibi.
Dünya ekonomisi şu anda iki cephede birden savaşmaya mecbur kalmış ordu görüntüsüne sahip:
1-Çin şoku: Devasa kapasite fazlasını kendisi eritemeyen ülkenin yaydığı deflasyon.
2-Trump şoku: Devasa ticaret açığını kendi başına kapayamayan ülkenin koyduğu gümrük vergileriyle yeniden şekillenmek zorunda kalan tedarik zincirleri.
Çin, zayıf iç tüketimiyle, bir türlü zenginleşemeyen nüfusuyla, ürettiği devasa kapasiteyi dünyaya püskürten ejderhaya dönmüş durumda. BYD’nin gemisi, içindeki 7 bin araçla önceki hafta İzmit Körfezi’nde boy gösterdi.
Çift haneli büyüme oranları artık yüzyılın başında kalan bir mazi. Salgının ardından Çin, yüzde 5 civarında büyümeye razı durumda. Kapasite fazlası nedeniyle üretici fiyatları (ÜFE) iki yılı aşkın süredir deflasyon sarmalında.
Böylesine bir potansiyelin panzehri aslında kendi kendine absorpsiyon. Çin’in ürettiğini tüketebilmesi gerekiyor. 2000’li yılların başında üç basamaklı seviyelerdeki kişi başı gelir 2021 yılında 12 bin ABD doları seviyeye kadar yükselmişti. Türkiye’de kişi başı milli gelir 15 bin dolar. Avrupa Birliği üyelik sürecinde hedeflenen 20 bin doların üzerine ulaşabilmekti, artış trendi sürüyor. Gelişmiş ülkelerin zenginliği keskin tırmanış trendiyle 60 bin dolara dayanmış durumda. Ancak Çin, salgınla birlikte 12 bin dolar seviyesinde takıldı kaldı.
Türkiye’de perakende satışların yıllık büyüme hızı 85 milyonluk nüfusla çift hanelerde. Güncel veri Şubat ayı itibarıyla yüzde 12,5. Doymuş pazar ABD’de 340 milyonluk nüfusta 90’lı yıllardan beri ortalama yüzde 4,7 artıştan bahsediyoruz. Güncel veri yine Şubat itibariyle yüzde 3,1. Oysa ki milyarlık nüfusu ile Çin’in perakende pazarı patinaj yapıyor. Satışlar düşük tek hanelerde cılız seyrediyor. Güncel veri yüzde 3,7. Yok hükmündeki özel tüketim iç talebin yetersizliğiyle sonuçlanıyor ve fiyatları oynatacak gücü bulamıyor. Tüketici fiyatları (TÜFE) da deflasyonda!
Çin, ekonomiyi ayakta tutabilmek için elinden geldiğince parasal koşulları gevşetmeye çalışıyor. 10 yıl vadeli devlet tahvil getirisi yüzde 1,6 seviyesinde.........
© Dünya
