Pandemi dönemi, dijital dün­yada birçok yeniliğin hızla hayatımıza girmesine neden ol­du. Bu dönemde büyük ilgi gören yeniliklerden biri de Değiştiri­lemez Tokenlar (NFT) oldu.

Sa­natçıların ve içerik üreticilerinin eserlerini dijital dünyada özgün­lük ve mülkiyet garantisiyle sun­masına olanak tanıyan NFT’ler, koleksiyoncular ve yatırımcı­lar için de cazip bir alan yarattı. NFT pazar yerleri, dijital sanat ve koleksiyonların alınıp satıldığı platformlar olarak öne çıkarken, hızla büyüyen bu alan hem fırsat­larla hem de zorluklarla dolu bir dünyayı beraberinde getiriyor.

NFT’ler, benzersizliği ve mül­kiyeti doğrulanabilen dijital var­lıklar olarak geniş bir kullanım alanına sahiptir. Sanat, müzik, oyun, spor, gayrimenkul ve mo­da gibi pek çok sektörde kendine yer bulan NFT’ler, dijital ve fizik­sel dünyalar arasında köprü işle­vi görmektedir.

NFT’ler, sanatçılara eser­lerini tokenleştirerek dijital ortamda doğrudan satış yap­ma imkanı sunar. Refik Ana­dol, bu alandaki başarılarıyla dikkat çeken isimlerden biri­dir. Sanatçının “Living Arc­hitecture: Casa Batlló” adlı NFT eseri, New York’taki Ch­ristie’s müzayede evinde 1,38 milyon dolara alıcı bulmuş ve dijital sanatın değerini bir kez daha kanıtlamıştır.

Ayrıca Be­eple’ın “Everydays: The First 5000 Days” adlı eseri, 2021 yı­lında 69 milyon dolara satılmış ve şimdiye kadar satılan en pahalı NFT olarak tarihe geçmiştir. Bu rekor satışlar, NFT’lerin sanatı dönüştürme potansiyelini ve di­jital sanatın ekonomik........

© Dünya