En büyük endişemiz ne olmalı?
Ömür, kavurucu temmuz güneşi altındaki kar gibi eriyor. Zaman o kadar hızlı geçiyor ki… İnsan bir de bakıyor ki yaşlanmış, beli bükülmüş, saçları, sakalları aklara bürünmüş. Daha dün tığ gibi bir gençtim, ne zaman böyle yaşlandım diye hayret ediyor çoğu zaman.
Diyeceğim o ki zaman, ömür insanlara verilmiş büyük bir fırsat, bir sermaye ve bu zaman an be an azalıyor, tükeniyor, yok olup gidiyor. Çoğu defa bunun farkına bile varamıyoruz. Göz açıp kapayana kadar kabir kapısında buluyoruz kendimizi, hiç ummadığımız anda ölüm gelip kucaklıyor bizi…
Birçoğumuz o kadar gafiliz ki, bu sermayeyi, bu fırsatı o kadar boş şeylere harcıyor, har vurup harman savuruyor, malayani uğraşlarla geçiriyoruz ki Yüce Yaratıcının verdiği bu muhteşem krediyi ebedi saadete ulaşma yolunda kullanma imkânı bile bulamıyoruz. Oysa ömür sermayesi, ahiret mutluluğunu, ebedi cennet hayatını kazanmamız için bizim her şeyimizdir.
Bu hızla tükenen sermayeyi nasıl kullanalım, nerede kullanalım, en........
© Doğruhaber
