Boz Kürtler ve İki Fıkra
Zagros ile Torosların arasında -yoğunlukla- Mezopotamya’nın kadim yerlileri olan Kürt halkının tarihte, dillere destan bir macerası var. Dost, arkadaş, akraba ve yoldan geçenlerin dahliyle tanımı ve anlatılması zor bir macera!..
Tam da bu yüzden bu maceranın yorgunu bu kavme; “Mazlum Kürt halkı” demek yerinde, adil bir tanım olacaktır! Kardeşlerim, sorgulamasın, anlayış göstersin!
*Ağıtlar bu macerayı konuşmuş: “Felek mala te xireb be!.. *Felekê te çima wa kir?.. *Nemînim nemînim!.. *Rebbiyo… tû neynî sere Gûrê Çîyan e!.. *Âx û wax!.. *Ferman e ferman e!.. *Şêxê’m qurban ..nece Dîyarbekir a şewtî!.. Çum Bilîsê gelî bi gelî!.. *Ketim hûcra reş û tarî.. Çibkim malê dunyayê!..”
Dahası hatta ötesi de var: “Seni vuran eller kırılsın oğul!.. Ya Rabb bu nasıl acı? Yoldum bütün saçlarımı!.. *Ben anayım! Ben anayım! Kırıldı kanadım kolum!.. *Ana ben vuruldum!.. *Besledim büyüttüm! Asker eyledim!..”
Yaşayanlar; “Öz yurdundaki gurbet.. Yaram içerde..” der. “Bilmem!.. Görmedim!.. Yapmayın!.. Tamam!..” dese de iki yalancıya şahit olmuş: Biri kapısındaki davetsiz misafir, diğeri kendisi!.. Biri gücü, diğeri adaleti aramış!.. İkisi de bulamamış!..
Yağları derken;........© Doğruhaber
