İslam fedakârlıktır
Allah nasip etti Umre’ye gidip geldik. İlk defa gitmenin vermiş olduğu heyecan ile kutsal beldeleri ziyaret ettik. Önce Medine’ye sonra da Mekke’ye gittik.
Elbette Medine’nin ve Mekke’nin manevi havasına çarpılıyorsunuz. Orada ayrı bir atmosfere giriyorsunuz. Dünyevi olmayan uhrevi bir atmosfer yaşıyorsunuz. Hele Mekke’de ihrama girip kefeni giydikten sonra dünya ile irtibatınız tamamen kesiliyor. Hayatı kefenle bir ölü gibi yaşıyorsunuz. Ölmeden bir ölü provası yapıyorsunuz. Ahirete lazım olacak azıkları toplamaya başlıyorsunuz. İçinde hiç dünyalık yok. Sadece manevi azıklar var. Namaz, tavaf, dua, güzel ahlak, nefsi ayaklar altına alma, yardım ve durmadan hayır için bir hareket… Umre ile ahirete bağlanıyorsunuz.
Fakat bunların dışında dikkatimi çeken en önemli mesele İslam’ın fedakarlık dini olmasıdır. Mekke’ye, Medine’ye ve diğer yerlere baktığımızda Hz. İbrahim’in duasında dediği gibi ekin bitmeyen bir yer. “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden........
© Doğruhaber
