menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tencere-Tava ve Tekbir!

10 0
14.04.2025

Çocukluğumuz toprak damlı evlerde geçti. Yaşı uygunlarımız kışın damın damladığını, her tarafın çamur içinde kaldığını hatırlıyordur. Yazın tarlada durmadan çalışır, eve dönüşte fazla olasılığı olmayan, tek çeşit yemeğin ne olacağı konusunda tahmin yürütürdük. Üstelik o iki gözlü evlerde, çekirdek aile olarak da yaşamıyorduk. Ama kesinlikle “kendimizi şimdiki konfor neslinin hissettiği kadar fakir hissetmiyorduk”. Bugünün gençliği, o zamanın zenginlerinin bile yaşayamadığı evlerde yaşıyor ama o toprak evlerdeki gülümsemelerin, çeyreği bile evlerine uğramıyor.

“Fakirlik” ile “sefalet” arasındaki fark elbette göz ardı edilmemelidir. Ama geçmiş deneyimlerimiz, bugün iki çıkarım yapabilmemizi sağlıyor. Birincisi: “Zenginlik ve fakirlik biriktirilmiş olanla ilgili değildir, bir kültür meselesidir”. Kendisine ömür boyu yetecek kadar parayı kazansa bile, parayı bankaya yatırıp aynı hayatı yaşamaya devam eden nice kişi tanıyoruz. Çünkü zenginlik, çok para sahibi olmaktan farklıdır ve bir yaşam felsefesi sahibi olmayı gerektirir.

İkincisi: “Zenginlik ve fakirlik, kıyas sonucunda oluşan bir histen ibarettir”. Zenginliğin refahı veya fakirliğin ezası hissi, (tamamen diyemesek de) büyük oranda kıyas sonucu oluşur. Kendimizi dünyalıklarla oyalamaya başladığımızda, beynimiz de........

© Doğruhaber