İslam’ın Matematiksel Bilinci
İnancın, oran-orantıya mecbur matematiği, neden-sonuç ilişkisine esir fiziği kapsadığı ve çok daha ötesine ulaştığı fikrine katılıyorum. Bu konumuz değil, sadece yazımızın matematikle fiziğin verilerini inkar etmek veya onlara düşmanlık beslemekle ilgili olmadığını baştan belirtelim istedik.
Konuya; zihinleri karmakarışık olduğu için, varlığın hiçbir alanında netlik bulunmadığına inanan ve “hak-batıl ayrımı, matematik ve fizik gibi net olmalıydı” diyen bazı arkadaşların serzenişiyle giriş yapalım. Çünkü onlara göre; hak-batıl ayrımının keskinliği artık körelmiş, iyi-kötü ayırt edilemeyecek kadar birbirine karışmıştır. Yine bu arkadaşlara göre; çağımız, milyonlarca yeni soru türetti. Artık eskiden düşünülmesi bile mümkün olmayan binlerce yeni tarz hukuksal soru soruluyor. Böyleyken, temelleri eskide atılmış inançlar, çağdaş tarzdaki soruları cevaplama yeterliliğine sahip olabilir mi?
“Değişim” inkar edilemez. Dairesel olduğuna inandığım tarihsel ilerleyiş, katlamalı ilerliyor. Hayal edilenin bile ötesine geçebilir. Bu esnada, (insanın karakter değişimi, ciddi şüphe konusu olsa bile) yeni mekana ve yeni zamana dair problemler, yeni sorular sorulduğu doğru.
Artık çok bilgi olduğu da doğru. Hatta bilginin derinliği, bilgilerin ayrışma zorunluluğunu doğurdu. Teknolojik konfor hayatımızı ablukaya aldı. İletişim ve ulaşım, kıyas kabul etmeyecek kadar farklılaştı. Ama yine de........
© Doğruhaber
