AYASOFYA’NIN KÜSKÜN CAMLARI
Geçen gün Ayasofya’nın içine adım attım. Hani şu göğe değen kubbesiyle insanı hem ufaltan hem büyüten yapı… Gökyüzünden inen bir ışık huzmesiyle kalakalırken kafamı biraz yukarı kaldırdım ve o an fark ettim:
Bazı pencereler yok! Daha doğrusu oradaymış gibi duruyorlar ama yoklar. Sıvanmış, örtülmüş, pencere yerine pencere resmi çizilmiş ama küsmüş gibiler.
Düşünsenize, Ayasofya gibi yüzyılların sessiz tanığı bir yapı, size göz kırpmak yerine gözünü kapatmış. Neden?
Sordum soruşturdum, işin içinde hem mimari hem garip bir tarih var.
Bir zamanlar, bu pencerelerden doğan ışık, içeriyi cennet gibi aydınlatırmış. Öyle ki Justinianus, “Seni yendim Süleyman!” diyerek kudret gösterisi yaparmış. Ama sonra ne olduysa olmuş. Depremler gelmiş, kubbeler yıkılmış, bazı pencereler ya örülmüş ya da hiç açılmamış.........
© Doğruhaber
