Refah devleti o kadar masum değil: Danimarka örneği
‘’Refah devleti’’ modern Batılı demokrasiler için bir normdur. Nitekim bugün Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ulus-devletlerin hemen hemen hepsi aynı zamanda birer refah devleti veya sosyal devlet olarak örgütlenmişlerdir. Fakat refah hizmet ve yardımlarından yararlananlar görmek istemeseler de refah devleti olmanın özgür toplum ideali için çok ciddî maliyetleri de vardır.
Bu yazıda ‘’maliyet’’ derken kastettiğim, şimdiye kadar zaten çokça gündeme getirilmiş olan ‘’yeniden-dağıtım’’ politikalarının yarattığı adaletle ilgili sorunlar değildir. Refah politikalarının en az bunun kadar önemli olan başka bir maliyeti veya bedeli de ‘’yabancı düşmanlığı’’dır. Malum, Batılı toplumlar yararlandıkları refahı şu veya bu nedenle ülkelerinde bulunan yabancılarla paylaşmak istemiyorlar.
Refah devletleri, milliyetçiliğin ve kültürel üstünlük algısının da etkisiyle, sağladıkları refah konforundan münhasıran kendi yurttaşlarının yararlanmasını garanti edecek politikalar takip etmektedirler. Yabancı göçmenlerin ve sığınmacıların kendilerine sadece iktisadî maliyetinden değil, aynı zamanda ‘’kültürel maliyeti’’’nden de ürkmektedirler. Bu ülkelerin birçoğunda evrenselci ve insaniyetçi-kozmopolitan insan hakları söyleminin arkasında, kültürel milliyetçilik kaygılarına ek olarak, kendine yeterlik eğilimi ve ustaca saklanmış bir yabancı karşıtlığı yatmaktadır.
Danimarka refah devleti bu sapmanın çok ilginç bir örneğini oluşturmaktadır. Danimarka’nın ülkedeki yabancı kökenlileri sözde genel toplumla bütünleştirmek için uygulamakta olduğu ve insan hakları, kültürel çeşitlilik ve hoşgörü açısından skandal denebilecek nitelikteki bir politikaya dikkat çekmek istiyorum. Bu yazıdaki ilgili verileri güncel bir makalesinden aldığım Alyssa Serebrenik’in ‘’Danimarka Refah Devletinin Karanlık Yanı’’ olarak nitelendirdiği bu ayrımcı politikanın özünde -yine onun deyimiyle- ‘’demografik mühendislik’’ yatmaktadır.
Arkasındaki yasal düzenlemelerle birlikte, ülkede yerleşik olan ve etnik kökeni bakımından ‘’Batılı olmayan’’ kişilerin (başlıca Türkiye, Lübnan ve Somali’den göç etmiş olanlar ki bunların içinde Danimarka’da doğmuş veya 2 veya 3 nesil yurttaş olanlar da vardır) çoğunluğu oluşturduğu ve........
© Diyalog Gazetesi
