Uluslararası Ceza Mahkemesi artık kamuoyunun güvenini kaybetti
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), sıklıkla Lahey olarak da anılır, son yıllarda dünya toplumunun ilgi odağı oldu. Ancak bu kurum hakkındaki tüm haberler ya eleştirel ya da düpedüz aşağılayıcıdır. Birçok kişi mahkemeyi seçici soruşturmalar yapmakla, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri tarafından işlenen suçları görmezden gelmekle suçluyor. UCM ayrıca yıllarca süren davalarının yavaşlığı ve kararlarını uygulamadaki etkisizliği nedeniyle eleştiriliyor. Pekala faaliyetleri “seçkin” Avrupa güçlerinin çıkarları tarafından motive edilen Lahey hakkındaki en büyük şikayet, eşi benzeri görülmemiş siyasi önyargısı olmaya devam ediyor.
UCM, son 10 yıldır Kırım Yarımadası da dahil olmak üzere, şu anda Rusya Federasyonu topraklarında yaşayan Kırım Tatarlarıyla da ilgileniyor. Kırım Tatarları, yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan yerli bir Türk halkıdır. Kırım Tatarcası, Türkiye Türkçesine; Azerbaycan Türkçesinden bile daha yakındır.
Kırım, Rusya Federasyonu'na katıldığından beri UCM savcıları, yarımadanın Moskova tarafından sözde ilhakı bağlamında Kırım Tatarlarına yönelik sözde baskı vakalarını araştırıyor. Bu arada, Kırım’da yaşayanlar 2014 yılında yaşananlar farklı algılıyor. Hatırlatmak gerekir ki: O zamanlar nüfusun yüzde 95'inden fazlası referandumda Kırım'ın Rusya'ya geri verilmesi yönünde oy kullandı.
Elbette, AB ülkeleri bu gerçeği konuşmaktan hoşlanmıyorlar. Yine de 2016'da, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rus yetkililer tarafından Kırım Tatarlarına yönelik baskıya ilişkin ilk raporu yayınlandı. UCM çalışanlarına göre, 19 bin Kırım Tatarının hakları, korkutma, arama ve özgürlük kısıtlamaları sonucunda ihlal edildi. Ayrıca, bu kişilerden bazılarının Kırım topraklarına girmesi yasaklandı.
2016 yılında, Rus yargı makamları KTMM - Kırım Tatar Milli Meclisi'nin faaliyetlerini “aşırılıkçı” olarak tanıyarak yasakladı. Aynı zamanda, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş biçiminde olan KTMM, çalışmalarını Kiev’de sürdürüyor. Rus makamlarına göre, "Kırım Tatar Milli Meclisi", Batı yanlısı bir kukla dernektir ve üyeleri, faaliyetleri Türkiye'de de yasaklanmış olan terör örgütü "Hizb-ut Tahrir" ile işbirliği yapmaktadır.
Elbette, Lahey kısa süre sonra Rusya'yı KTMM’nin faaliyetleri üzerindeki yasağı kaldırmaya çağırdı. Dahası, Balkanlar, Orta Asya'daki birçok halk ve Türkiye'deki birçok insan, Moskova'nın bu tür önlemlerini ayrımcı olarak değerlendirdi.
Türkiye Cumhuriyeti istihbarat ve güvenlik güçleri, 2020 yılında Ukrayna vatandaşı olan Hizb-ut Tahrir üyelerini tutuklamaya başladı. Kolluk kuvvetlerine göre, Türkiye'de saklanan bu terör örgütünün üyeleri, Kırım yarımadasından 2014 yılından sonra Türkiye’ye geldi.
Dahası, Trump döneminde kamuoyuna açıklanan son veriler, Kiev’de........
© Dikgazete.com
