Bu defa da köşemi Doktora Öğrencisi Tarihçi Orkun Yavuz'a ayırdım
-Miryokefalon Zaferi'nin 848. Yıldönümü kutlamaları, Gelendost.
Anadolu olarak adlandırılan Türkiye coğrafyasında ‘Türk’ adının varlığı ve devamlılığı açısından önem arz eden bazı kritik savaşlar vardır. Anadolu’da Türklüğün boy göstermesine kapı açmış ilk büyük savaş, herkesin malûmu olduğu üzere 1071 yılında Bizans ve Büyük Selçuklu Devleti arasında vukûbulan Malazgirt Savaşı’dır. Bu savaş, Anadolu Türklüğü açısından sahip olduğu öneme istinaden yılın her 26 Ağustos gününde devlet protokolü eşliğinde Bitlis’in Ahlat ilçesinde büyük bir coşku ile kutlanmaktadır.
Malazgirt Savaşı, neredeyse devletin bütün kademelerinin katılımıyla Malazgirt’te ve bilimsel/resmi etkinlikler ile ülke genelinde kutlanmakta, anılmaktadır. Türkiye coğrafyasında Türk varlığının günümüze kadar ulaşmasında önemli bir yere sahip olan diğer bir savaş ise geçen ay 848. yıl dönümünü kutladığımız Miryokefalon Savaşı’dır. Anadolu’nun uzun yüzyıllar boyunca Türk yurdu olacağını gösteren bu savaşa kimi tarihçiler ‘Yurttutan’ Savaşı adını vermiştir.
Bugüne kadar savaş üzerine yapılan çalışmalar ışığında daha iyi bir şekilde anlıyoruz ki ‘yurttutan’ tabiri gerçekten bu savaşla özdeşleşen, savaşın Türk tarihi açısından sahip olduğu önemi gözler önüne seren bir ifade olmuştur.
17 Eylül 1176 tarihinde Miryokefalon Savaşı’nın yeri, ihtilâflı görülmesi sebebiyle sahip olduğu öneme rağmen, Türk tarihinin ‘yetim kalmış’ savaşlarından birisi gibidir. Savaşın vukûbulduğu coğrafya hakkında çok sayıda bulgu elde etmek mümkün olsa da günümüzde, savaş alanının kesin olarak tespit edildiği söylenememektedir.
Peki, Türk tarihi için büyük bir önem arz eden bu zaferin nerede vukûbulduğunun ‘kesin’ olarak tespit edilememesi bu zaferin sonuçlarını, Türk tarihi açısından sahip olduğu önemi tamamen ortadan kaldırmakta mıdır?
Tarih metodolojisine göre savaşın mevkii olarak nerede vukûbulduğu tabii ki önem arz etmektedir. Diğer bir yandan savaşın Ortaçağ Anadolu’sunda sosyo-politik açıdan ne gibi sonuçlar doğurduğu konuları da önemlidir. Bu bağlamda, Miryokefalon Zaferi’nin nerede yapıldığının tam olarak tespit edilemiyor olması, bu ‘milli’ zaferin ülke genelinde resmi törenler eşliğinde kutlanması için bir engel teşkil etmemelidir.
Miryokefalon Savaşı da ülke genelinde resmi ve bilimsel etkinlikler ile kutlanmalıdır.
Miryokefalon Zaferi’nin anılmasına yönelik Türkiye’deki ilk resmi kutlamalar 1975 yılında Gelendost Belediyesi tarafından yapılmıştır. 1975’den beri Gelendost Belediyesi tarafından ‘her yıl’ resmi tören düzenlenmiş ve bu uygulama, günümüze kadar hiç sekmeden devam etmiştir.
Türkiye’de bu zaferi kutlayan ikinci yerel idare ise Çivril Belediyesidir. Çivril Belediyesi, Gelendost’tan 20 yıl sonra ve 1975 yılından beri zaferi resmi tören ile anmaktadır. Zafer kutlamalarına dâhil olan diğer bir yerel yönetim ise Konya Büyükşehir Belediyesidir. Konya, 2016 yılından itibaren resmi törenlerle zaferi anmaktadır.
2019 yılında Afyonkarahisar/Kızılören Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı tarafından ortak olarak düzenlenen ‘’Miryokefalon Savaşı Kızılören’’ adlı çalıştay ile savaşın mekânı konusundaki tartışmalara Afyonkarahisar da katılmıştır.
Türkler açısından Ortaçağ Anadolu’sunun kurtuluş savaşı olarak nitelendirilen Miryokefalon Savaşı’nın sadece dört yerel yönetim tarafından anıldığı, Malazgirt Savaşı gibi bütün ülke genelinde kutlanmadığı görülmektedir.
Lisans dönemimde Prof. Dr. Refik Turan hocamın Selçuklu Tarihi derslerinde elde edindiğim bilgiler ve daha sonra Ortaçağ üzerine yapmış olduğum okumalar sonucunda Miryokefalon Savaşı’nın ‘en az’ Malazgirt........
© Dikgazete.com
visit website