PKK’nın silahları yakılırken; Silahsızlanma, terhis ve yeniden entegrasyon
21. yüzyılın ikinci çeyreğinin (2026) başlamasına birkaç ay kaldı.
21. Yüzyılı; “Güvensizlik Mimarisinin Gölgesinde İttifak Arayışları Çağı” olarak tanımlayabiliriz.
Küresel Hegemonik Güçlerin barışı dayatmadığı; çatışmaları körüklediği bir çağın içerisindeyiz.
Devlet dışı bölgesel aktörlerin, boşluğu doldurduğu, devlet gibi konuşlandığı ve toplumları tahakküm altına aldığı bilinen bir gerçek. Terör örgütleri ve onların sivil uzantıları; liberal batılı demokrasilerden teşvik alabilmektedir.
Jeopolitik ve jeokültürel dinamiklere sahip olan Türkiye, bölgesel bir aktörken; son yirmi yılda Küresel Güçler arasında yerini aldı.
“Türkiye Yüzyılı” ve “Türkiye Ekseni” tanımlaması bu durumun ilanıydı.
İstikrarsızlık, caydırıcı bir oyuna dönüşürken; toplum ve küçük devletler güvensizlik sarmalı içerisine hapsediliyor.
Hegomonik Güç, direkt çatışmaya dalmıyor. Meydana çıkanlar Proxy/ Vekil Güçler, paramiliter yapılar (başka devletler tarafından desteklenen düzensiz gönüllülerden oluşan askeri yapılanma).
Siber, psikolojik ve ekonomik araçların hepsinin bir arada kullanıldığı Hibrit Savaş Modelinde yerel milis/ militanlar ve paramiliter güçler, kendilerini kodlayan Ulusötesi Küresel Güçler adına ön cephede hazır ve nazır bekletilir.
Bu durumda bazen sivil ve savaşçılar birbirine karışır; ortam bulanıklaşabilir. Meskenler ve yaşama alanları gri/ kirli alanlara dönüşebilir.
PKK Çatı Terör Örgütü, 20. Yüzyılda dünya çapında ortaya çıkan birçok aşırı sol ve komünist örgüte benzer bir şekilde terör faaliyetine başlamıştı. Sivil yaşama alanları içerisine asker çekerek çatışma başlatsa da zamanla; Türkiye, terör unsurlarını şehrin dışına/ dağa sürükledi.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yaptığı çağrı üzerine; 11 Temmuz’da KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın da aralarında bulunduğu 30 kişilik PKK’li bir grup, Süleymaniye’nin Casene Mağarası önünde düzenlenen bir törenle silahlarını yaktı.
“Barış ve Demokratik Toplum Grubu” olarak adlandırılan grupta yer alan 15’i erkek, 15’i kadın PKK’lı teröristin yorgun/ yılgın hali kameralara yansıdı. Hava sıcak, geldikleri yol uzun olabilir. Bir moral çöküntüsü de söz konusu.
Abdullah Öcalan, PKK’nin 12. Kongresi’ne gönderdiği 27 Nisan 2025 tarihli perspektif metninde; “Kürt varlığında ve sorunsallığında bir dönemin sonu, yeni dönemin eşiğinde olmak” şeklinde açıkladığı ifadeyle, İmralı Penceresinden kendi adına ‘bir dönem’in bittiğini ilan etmişti.
Öcalan’ın 9 Temmuz’da yayınlanan videolu mesajında ise; “Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına........© Dikgazete.com
