AK Parti’nin 23. yılında dış politika
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki "Erdemliler Hareketi" tarafından 2001 yılında kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, siyaset sahnesinde 23 yılı geride bıraktı.
AK Parti’nin dış politika anlayışı ve tatbikatında neler olup bitiyor; biraz bakalım. Kıymetli okuyucu; aslında herkesin bildiği, duyduğu ve gördüğü konular.
AK Parti iktidara geldiğinde bölgesel ve küresel sorunlarla yüzleşti. Türkiye içe kapanık bir dış politika anlayışını geliştirmiş; küresel ve bölgesel sorunlara uzak durdu.
Jeopolitik konumu itibari ile Türkiye hem göz önünde bulunduruluyor hem de hareket kabiliyeti kısıtlanıyordu. Milli kıpırdanmalar askeri darbeler ile bastırılıyordu.
Türkiye eksenine oturamamış; özgül ağırlığını taşıyamayacak vaziyette idi.
AK Parti'nin dış politika anlayışı, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana çeşitli değişimler gösterse de süreklilik unsurlarını barındırmaktadır. Bu anlayış hem iç hem de dış dinamiklerin etkisi altında şekillenmiş ve aşamalı olarak yenilenmiştir. Bu durum Türkiye'nin uluslararası stratejilerini şekillendirmeye devam etmektedir.
AK Parti öncelikler aktif hatta proaktif bir politika gütmektedir. Uluslararası sorunlara el atmakta ve sonuca ulaşmak için çaba göstermekte. AK Parti, dış politikada vesayet unsurlarına karşı koyma stratejileri geliştirerek, ulusal bağımsızlık ve egemenlik vurgusunu ön plana çıkarmıştır.
Türkiye'nin uluslararası alanda iş birliğine yönelik çabaları, özellikle çok taraflılık ve ortak çıkarlar kapsamında sürdürülmüştür. Bu durum, AK Parti'nin dış politikasının süreklilik gösteren bir özelliğidir.
Türkiye her ne kadar NATO üyesi olsa da çok boyutlu ve kapsamlı ilişkiler geliştirmiştir. Ticaretinin arttırılması için çok boyutlu bağlantılar geliştirmesi doğal karşılanmalı.
AK Parti; Amerika ve İngiltere’de örnekleri görülen Sivil ve Akademik Stratejik Düşünce Kuruluşları (Thing Tank) ile iş birliğine giderek politika üretti.
AK Parti dış politika argümanları içerisinde Yumuşak Güç Unsurlarını ve Kamu Diplomasisini kullanmaktadır. AK Parti, yumuşak güç unsurlarını kullanarak, uluslararası alanda daha etkin bir rol oynamayı hedeflemiştir. TİKA, YTB ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar, Türkiye'nin kültürel ve insani yardımlarını artırarak, dış politikada daha geniş bir etki alanı oluşturmuştur.
Uluslararası kurumlarda ilgili bakanlıkların temsilcileri en üst seviyede yer alarak; küresel meselelerin çözümünde rol oynamakta. Böylelikle Türkiye’nin kamu hafızası ve dış olaylara müdahale kapasitesi güçlenmekte.
AK Parti, Batılı devletlerle olan ilişkilerinde hiyerarşik yapıyı terk ederek, eşitlikçi bir ilişki biçimi benimsemiştir. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası sistemdeki konumunu güçlendirmiş ve vesayet unsurlarına karşı bir duruş sergilemiştir.
Dış politika kararlarında pragmatizmi benimseyen AK Parti, değişen........
© Dikgazete.com
visit website