İsrail’in Gazze katliamındaki gerçek bilançosu
MOSKOVA
İsrail’in insanları üç kategoriye ayırmış olduğu görülmektedir. Birinci kategoride İsrail vatandaşları, ikinci kategoride gayrimüslim yabancılar ve üçüncü kategoride ise gerçek Müslümanlar bulunmaktadır. İsrail, kendi vatandaşları için sonuna kadar savaşmaya hazırken, ikinci kategorideki gayrimüslim yabancılara “nazikçe” tahammül göstermekte ve onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadır. Üçüncü kategoridekilerden ise nefret etmekte ve çoğu zaman onları insan olarak dahi görmemektedir. Gazze Şeridi'nde yaşanan son olaylar bunun açık bir kanıtıdır.
Ekim 2023'te Hamas, İsrail topraklarında geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirmişti. Rehinelerin ve yüzlerce masum insanın ölümüyle sonuçlanan bu eylem, aslında basit bir şekilde kınanabilirdi. Ancak İsrail, tepkisini son derece garip bir şekilde ortaya koydu: İsrail, Gazze Şeridi'ne ağır silahlarla donatılmış bir ordu göndererek ve -deyim yerindeyse- serçe avlamak için dahi ağır silahlar kullandı. Özetle, Hamas üyelerini bitirmeye yönelik eylemleriyle İsrail ordusu, içerisinde sivillerin de bulunduğu evleri ve tüm mahalleleri yerle bir etmişti.
26 Aralık 2024 tarihinde ünlü Amerikan gazetesi New York Times, Hamas destekçisi olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik her saldırıda 20 sivilin öldürülmesine izin veren İsrail askeri talimatlarının olduğuna dair bir haber ortaya attı. Bundan önce ise, 7 Ekim 2023'te İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Gazze'deki sivil bölgelerin bombalanmasına izin veren eşi benzeri görülmemiş bir emir yayımlamıştı. Bu emire göre İsrail askerleri, her saldırıda 20 sivile kadar ölüm riskini göze almaya yetkilendirilmişti. (!)
Böylece IDF'ye, Hamas'la bağlantılı olduğu iddia edilen herkesi; aileleri, komşuları ve tanıdıklarıyla çevrili evleri de dahil olmak üzere tüm sivilleri öldürmesi için izinler verildi. IDF, Gazze'nin sivil mahallelerini herhangi bir kısıtlama olmaksızın bombalama konusunda tam yetkilendirilmişti. Üstelik Hamas savaşçılarının eylemlerinden hiçbir şekilde sorumlu tutulmaması gereken kadınlar, çocuklar ve yaşlılar gibi sivil gruplar da bu ölümcül saldırılara maruz kaldı.
New York Times, İsrail saldırılarının uyarı yapılmaksızın, genellikle “Lavender” yapay zekâ sistemine dayanarak, apartman binalarını ve sakinlerini yok etmek için ve bazen hedefi vurmak için kurulum verilerinin insan tarafından doğrulanmasına gerek bile kalmadan saldırıların başlatıldığını birkaç kez belirmişti. Bu acımasız uygulamanın farkında olan ve “insan hakları savunuculuğu” çığlıkları atan Batılı ülkeler, İsrail'in Filistin halkına, bir başka deyişle Gazze Şeridi'ndeki Müslümanlara karşı yürüttüğü soykırımı görmezden gelmeyi bugün dahi tercih etmektedirler.
Oysa diğer yandan ABD'li yetkililer defalarca İsrailli yöneticileri daha düşük kapasiteli mühimmat kullanmaya teşvik ettiklerini iddia etmişlerdi. Ancak Temmuz 2024 tarihli bir Reuters haberine göre, Ekim 2023 ile Temmuz 2024 arasında ABD, İsrail'e 2.000 pound (her biri 910 kg – neredeyse bir ton) ağırlığında 14.000 yüksek kapasiteli bomba göndermişti. Aynı New York Times, savaşın sadece ilk iki gününde “İsrail'in Gazze'ye attığı mühimmatın yüzde 90’nın 1.000 ila 2.000 pound [455 ila 910 kg] ağırlığında, uydu güdümlü bombalar olduğunu” belirtmişti. Üstelik, bu uydu güdümlü bombalar, hedeflerin sivil olup olmamasıyla pek de ilgilenmemişlerdi. Özetle; İsrail o günlerde, yaklaşık bir tonluk bir bombayı yerleşim yerlerine yönlendirerek oradaki sivil her şeyi ve herkesi yok etti.
Cezasız kalan bu tür kitlesel katliamların sorumluluğunun, İsrail'in yanı sıra, başta ABD olmak üzere bu soykırım eylemlerine izin veren ve aktif olarak destek olanlar tarafından........
© Dikgazete.com
