menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tanrı’ya dönüş: Çin’den Amerika’ya beş büyük Perestroika

10 0
09.11.2025

İdeolojiler çökerken, medeniyetler köklerine dönüyor.

Dünya, birbiri ardına gelen yeniden yapılanma (Perestroika) dalgalarıyla sarsılıyor.

Çin, Rusya, Türkiye, İngiltere ve Amerika... Beşi de farklı yollardan, kendi ruhsal eksenlerine geri dönüyor.

Bir çağ kapanırken, yeni bir çağın inşası artık yalnızca ekonomiyle değil, inanç, gelenek ve kimlik ile şekilleniyor.

1978’den itibaren, Komünist Çin’in dönüşümüne tanıklık ettik.

Mao döneminin katı materyalizmi, toplumun ruhunu kurutmuştu.

Ancak Deng Xiaoping ile başlayan reform süreci, “zenginleşmek ayıp değildir” anlayışıyla birlikte Konfüçyüsçü değerlerin yeniden yükselişine zemin hazırladı.

Artık Çin, sadece üretimin değil, ahlaki denge ve gelenek temelinde yükselen bir medeniyet tahayyülünü temsil ediyor.

Bu, ideolojik bir devrimden ziyade, kültürel bir yeniden doğuş, bir Çin Perestroikası idi.

Fakat her dönüşüm gibi, bu da dirençle karşılaştı.

Eski Maoist kuşak, Komünist Parti içindeki dogmatik kadrolar ve işçi sınıfı nostaljisiyle yaşayan şehirli kitleler, yeni Çin’inruhsuz kapitalizm”e yöneldiğini savunarak itiraz etti.

Bugün hâlâ Çin’in içinde, ideolojik olarak Mao’nun hayaletine sadık kalan bir damar var.

1985 sonrası, Sovyetler Birliği’nin çöküşü yalnızca bir rejimin sonu değil, Tanrısız bir çağın kapanışıydı.

Gorbaçov’un başlattığı reformlar, Komünizmin ideolojik duvarlarını yıkarken, toplumun yüzyıllardır bastırılmış inanç damarlarını yeniden görünür kıldı.

Ortodoks Kilisesi’nin devletle yeniden buluşması, Rus kimliğinin merkezine döndüğünün işaretiydi.

Bugün Rusya, “İmparatorluk İnanç Vatan” üçgeni üzerinden kendi kaderini yeniden tanımlıyor.

Bu, Kızıl yıldızın sönüp Altın Haç’ın yeniden doğduğu bir Rus Perestroikasıdır.

Ancak bu dönüşüm de sancısız olmadı.

Sovyet nostaljisi taşıyan kuşaklar, ateist........

© Dikgazete.com