Ülke siyasetinde genel olarak bir partiye üye olmak için herhangi bir şart aranmazken, bir yerlere gelmek için parti genel başkanlarının onayı olması şartı var!..

Daha çok il başkanı, milletvekili ve bakan olabilmek için gerekli olan genel başkan şartı, ilçe başkanı ya da il ilçe yönetiminde yer almak için çok da gerekli değil!

Buralarda siyasi görüşün ve kişiliğinden önce bütün partiler için geçerli olan birinci kural, şahsın paralı/zengin olması; partiye yardım yapması gibi ayrıntıların yanı sıra ilçe başkanı olabilmek için il başkanı başta olmak üzere il yönetiminin emrinde olması ve yalamasıdır!..

İl başkanı olacaklarda da aynı şartlar aranırken, önceki başkan ve yönetiminin onayını almak için onları ve bölgesinin milletvekillerini yalaması lazım ki; mevcut başkan, genel başkana ismini versin; referans olsun!.. Ve aynı zamanda sorulursa milletvekilleri de desteğini açıklasın!..

Bunları yapabilme ve isminin öne çıkması için de diğer başkan adaylarını bir şekilde katakulli yapıp, ekarte edebilmeli ki, başkan olsun!

Yönetime alacakları kişileri de belediye seçimlerinde başkan adaylarının encümen üyesi yapacağı kişilerden para alması gibi bir dümen(!)le halletmesi gerekir!..

Artık o göreve layık mı, değil mi, onun pek önemi yok…

Yaptıkları ve yapacakları şey genel itibariyle; İmam- Gazali’nin söylediği gibi; “Layık olmadan makam sahibi olanlar, astlarını ısırıp üstlerine kuyruk sallarlar!..”dır!..

Siyaset böyle yapıldığı için, kişilerin okuması, bilgi sahibi olması ya da kendini geliştirmesi gibi bir sıkıntısı yoktur, yalnız üniversite diploması olması yeterlidir!..

Bundan dolayıdır ki; karaktersizlikler, ihanetler, menfaate göre satışlar, menfaati bittiği ya da partisi zayıfladığı için güçlü görünen partilere kuyruk sallamalar devam edip gitmektedir!

Böyle olduğu için eskiden beri bazı beklenmeyen ve karakter sorunu oluşturan durumlar yaşandı, yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecektir!..

Geçmişten bir yazıyı örnek vererek günümüze gelelim… “ANAP’ın Serencamı…” Ali........

© Dikgazete.com