Meslektaşlarımız bir KHK ile atılalı dokuz yıl oldu!
1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Pek çok kişi ve kurum mesaj yayınladı, günün önemine vurgu yapıldı. Aynı 1 Eylül günü, genel olarak KHK ile işinden atılanlar, özelde Barış Akademisyenleri için bambaşka şeyler çağrıştırıyor. 1 Eylül’de yayınlanan 672 sayılı KHK ile 50 binin üzerinde insan işinden ihraç edildi. Atılanlar arasında imzacı meslektaşlarımız ve kurumdaşlarımız da vardı.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ardından tüm ülkede OHAL ilan edildi ve iki yıl sürdü. Şimdi üniversiteye başlayan öğrenciler o yıl ilkokuldaydı ve muhtemelen hayal meyal hatırlıyorlar. Demek ki çok zaman geçmiş üzerinden.
Etkisi hâlâ canlı biçimde süren OHAL hukuku ülkeyi hallaç pamuğu gibi attı. Özellikle KHK düzeni (ve 2017 anayasa değişikliği). KHK’larla akıl almaz işler yapıldı, ihraçlar bunların yalnızca bir parçası. Neredeyse bir yıl boyunca sayısız kamu görevlisi anlatılması güç bir endişeyle bekledi ve 100 binin çok üzerinde çalışan ‘ihraç listeleri’ne girdi. Gece vakti, sabaha karşı yayınlanan ihraç listelerine… 10 bin kişi, 30 bin kişi, 50 bin kişi…
‘Liste’ aylarında dalkavukluk, pervasızlık, yasa tanımazlık iyice geçer akçe haline geldi. Kamu kurumlarında itinayla tespit edilen birilerine insanları ‘ekmeksiz bırakma yetkisi’ verildi. Onlar da bu işbirlikçilik yetkisini çıtlata çıtlata kullandı.
Öncesinde Anıtkabir’den çıkmamasıyla ya da Cemaat övgüsüne doyamamasıyla bilinen kimi idareciler, günlerce şehir meydanlarında görünmek için ellerinden geleni yaptı. Kendini yeterince gösteremeyenler oldu. Buna mukabil, örneğin Cumhuriyet tarihinin en büyük akademik tasfiyesini yapan ve soyadıyla şöhret olan dönemin Ankara Üniversitesi rektörü, görev süresi bitince bir başka üniversitenin rektörlüğüne ve sahip olduğu yüksek etik değerler hasebiyle olsa gerek, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na atandı.
Bu dönemde OHAL........
© Diken
