menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Adalet Yürüyüşü'nden sonra ikinci büyük iş 'dayanışma sandıkları' oldu

63 11
25.03.2025

Yinelemekte zarar yok; Türkiye fazlaca umutlanmak için de umutsuzluğa kapılmak için de yanlış ülke.

Yıllardır iktidarın çizdiği sınırlar içinde, iktidarın dilinden ürkerek ve ‘Aman, ağızlarına laf vermeyelim, seçmenini ürkütmeyelim’ saplantısıyla oradan oraya savrulan CHP’liler, birkaç gün önce yeniden siyaset yapmaya başladı. Ne kadar sürer bilinmez, ancak artık hepsi durumun ciddiyetini, ‘Burası Mardin değil ama…’ aymazlığının boşluğunu, muhalefetin ‘yan gelip yatma yeri olmadığını’ fark etmişe benziyor. Kuşkusuz geçen haftaya dek de yan gelip yatmıyor, her saat bir yerlere koşturuyor, uzatılan her mikrofona konuşuyor, hiçbir etkileri kalmayan TBMM’de boş nutuklar atıyorlardı. Buna mukabil, bir haftadır ‘bal yapmayan arı’ olmaktan vazgeçip ‘siyaset’ işine giriştiler, iyi oldu.

Arada bir atılan bazı yararlı adımları görmezden gelmeden, kanımca CHP’nin bu iktidar devrinde gerçekleştirdiği en etkili ve olumlu anlamda tarihi değeri olan ikinci iş ‘dayanışma sandıkları’ oldu.

İlki ‘Adalet Yürüyüşü’ydü. Barışçıl, gündem yaratan, siyaseti belirleyen, ittifaklar kuran ve iktidarı sözsüz bırakan bir büyük eylemdi. Dayanışma sandıklarının da aynı niteliklere sahip bir büyük eylem olduğu kanısındayım. Barışçıl, gündem yaratan, siyaseti belirleyen, ittifaklar kuran ve iktidarı sözsüz bırakan. Küçümsemek, dalga geçmek, sözsüzlüğün ürünüdür, çaresizlik hissinin. Anlamlı bir sözü olanlar böyle şeylere tenezzül etmez. İktidardan yönelen ve o zihniyetin olağan yansıması ‘şakaları’ bu gözle okumaktan yanayım.

‘AKP İmamoğlu’nu kahramanlaştırdı’ tespitine katılmıyorum. Yapıp ettiklerinin İmamoğlu’nun ismini daha da öne çıkardığına kuşku yok. Ancak bu denli parlamış bir siyasi kişiliğe ‘belirlenen’ muamelesi yapmak doğru değil. Şöyle soralım, İmamoğlu’na yapılanlar neden ona yapılıyor da başkasına değil? Ya da neden Demirtaş inatla içeride tutuluyor? İmamoğlu kendi kaderini büyük ölçüde kendi belirliyor, yolunu kendi çiziyor. Yaptığı ‘savunma’ da bunun en belirgin kanıtlarından. Çok doğru bir tutumdu. Kendisini savunma gereği hissetmedi, ‘Her şeyin farkındayım’ dedi. İktidarın, İmamoğlu’nun ülkedeki/siyasetteki etkisini artıran girişimler yaptığını görmek, İBB başkanının becerisini........

© Diken