menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şakir Paşa sarmalı: Gerçek bu kadar ağırken kurgu nasıl hafif olabilir?

32 0
02.03.2025

Bütün bir hafta ‘Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar’ dizisini konuştuk. Yayın durdurma cezası, yayından kaldırılma kararı, sonra tekrar yayınlanma haberi derken sersem olduk. Adının hakkını veren, hem skandalların hem mucizelerin başrolü bu dizi hakkında yazmak artık elzem oldu.

Fotoğraflar: @sakirpasaailesidizisi / Instagram

Dizi başladığında aklımdan şunu geçirmiştim: Neden bir dijital platformda değil de televizyonda yayınlanıyor?

Ailenin her bir ferdi kendi öyküsünün başkahramanı. Aynı kaynaktan çıkan suyun farklı kanallarla başka yönlere akması gibi ilerliyorlar hayatları.

Ayrıca ailenin çılgınlıklarını dijitalde anlatmak hem senariste hem oyunculara hem de yaratıcı ekibe şüphesiz daha büyük olanaklar sunacaktı.

Ama televizyonda yayınlanmasıyla dizi baştan bir kere Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) radarına girdi. Ceza üstüne ceza aldı.

Bu da yetmedi, dizinin çekildiği Şakir Paşa Köşkü olarak tasarlanan plato yanıp kül oldu. Yapım şirketi sabotaj iddiasının değerlendirildiğini açıkladı. Bunlara karşın diziye merak her geçen gün arttı.

Nasıl artmasın ki zaten, başka türlüsü düşünülür mü? Türkiye’nin ilk Batılılaşmış ve Büyükada’ya yerleşmiş Türk ailelerinden Şakir Paşa ailesi, baştan sona bütün fertleriyle ilgi çekiciydi. Bir kere Şakir Paşa ile gelini Agnezie (ya da toplumda kabul gören yanlış yazımıyla Aniesi) arasında, olup olmadığına ilişkin binbir dedikodunun çıktığı ilişki, yazar, ressam ve deniz tutkunu Cevat Şakir’in nasıl olduğu bir türlü anlaşılamayan biçimde babasını vurması…

Bu ölüm sonrası ailenin yaşadığı yıkım, bölünmeler, Cevat Şakir’e önce hapis........

© Diken