menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

8 Mart'ın ardından: Fail dayanışması ve suskunluk sarmalı

11 0
09.03.2025

Bir 8 Mart’ı daha geride bıraktık. Bütün yasaklara rağmen kadınlar Taksim’de eşit, güvenli ve onurlu bir hayat için sloganlar attılar, dans ettiler, güldüler. Hepimiz içten içe yasaklara ve tüm engellere rağmen kadınların Taksim’e çıkacağını biliyorduk.

Tarihin akışında değişmez ve sürekli tekrarlanan bir olay. Ama bütün hafta nedense faillerin dayanışmasını, göz ardı edilen tacizleri, had bilmeyen erkekleri ve hatta buna göz yuman bazı kadınları düşündüm durdum. Peki neden?

Mesleğe aslında ne pek küçük ne de çok geçkin yaşlarda başladım. Yirmilerimin ortasıydı. Kadınların veya erkeklerin çoğunlukta olduğu ofisler fark etmezdi, orada bir fail varsa susulurdu. Bu ne yazık ki hâlâ bazı kurumlar için geçerli. Yılların hiçbir şey değiştirmemesi inanın çok canımı acıtıyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarından o Babıali yokuşlarından Beyoğlu’nun ara sokaklarına kadar, gelin koskoca bir yüzyıl atlayın. Kadına nasıl nefes aldırılmadığını, gözden çıkarıldığını, ‘eksik etek’ denilip arka plana itildiğini görürsünüz. Cesur kadın gazeteciler bunu anılarında hep yazdı.

Hatta öyle ki bir kadının genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü olması bile başlı başına bir olay olmuştur. Hiyerarşi olarak altta kalan erkekler ve kırılgan egoları bunu sindiremez. Başlarlar çamur atmaya, iftiralara, ‘ya bu kadın yönetemiyor’ demeye. Oysa bu lafları edenlerin yazdıkları, çizdikleri de ortadadır.

Kendilerinden akıllı........

© Diken