menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sina Akyol için şırılşenlik Yozgat sürgünü

22 1
12.10.2025

1981’in kasımında TRT’de yardımcı prodüktör olarak çalışan Sina Akyol, hafta içi rutini olduğu üzere sabah kalkıp işe gitti. Sabahlardan bir sabahtı ve Ankara soğuktu. Odasına girdiğinde, biraz sıcaklamış gibi olan Sina, masasında sarı bir zarf gördü.

Adına gönderilmiş sarı zarfı görüp de açmamak olmaz. Devlet boşuna sarı zarf göndermez; öyle şırılşenlik cümleler de kurmaz sarı zarfın içindeki sözcüklerle. Sarı zarf demek tebligat demektir. Ne yapsaydı devlet, masasına koymak yerine muhtara mı bıraksaydı?

Mektubun altında Bülent Ulusu imzası vardı, darbeci generallerin ‘sevimli’ başbakanı Sina’ya mektup yazmış. Önce bir sevinesi geliyor insanın. Devletin memurusun ve başbakan sana mektup gönderiyor, çok ışıltılı görünmüyor mu?

‘Üzgünüm’ Şiiri

Keşke çiçek tozları dökebilseydim ülkeme
Mümkün değil; katırtırnaklarından
geçilmiyor ortalık.

Bunu böyle yazdım diye
elbet üzgünüm.

Sina bu şiiri ne zaman yazmış bilmiyorum ama ben Sözcükler dergisinin Mart-Nisan 2016 tarihli 60. sayısından aktardım buraya.

İlhan Berk bir defasında kuşağını ve belki de arkadaş çevresini kastederek Haydar Ergülen’e, “Hepiniz iyi şairsiniz ama Sina daha iyi şair” demiş. Ya da benim aklımda böyle kaldı, Haydar Ergülen’le konuştuklarımızı aklımda böyle tutmuşum. Sina Akyol nihayet iyi şair.

Sina üzerine konuşmaktan başına gelenleri anlatamıyoruz bir türlü. Başbakan boşuna allı pullu imzasını atıp mektup yollamamış, nihayet çifti çubuğu topla, sürgüne gidiyorsun demek için resmi yazı iletmiş kendisine.

Bir Ahmet Kaya şarkısı gibi, Yozgat’a sürgün edilmiş Sina. “Yozgat YSE Toprak İskan Müdürlüğü emrine daktilo memuru olarak tayin edilmiştir” diyerek işi biraz yumuşatabiliriz. Meydanlarda “huzur ve güven ortamını getireceğiz” diye dolaşan........

© Diken