menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Masa arkadaşım 100 dublelik ama ben altıda kaldım

28 0
21.08.2025

@behzatsahin7

Bazen eş dostla, bazen tek başıma giderim meyhanelere. Eş dostla gidince muhabbet eksik olmaz masada. Bugün tek başımayım ama yine de masada bir muhabbet bir muhabbet, öyle böyle değil. Her dublede ayrı bir tarih. Hem de didaktik, sıkıcı olandan değil. Bazen hüzünlendirse de çoğu acayip eğlenceli, ilk kez duyduğum ayrıntılarla süslü bir tarih. Üstelik ağzımı açıp tek kelime bile etmedim; tepkilerim ya tebessüm ya da gözlerimden geçen hüzün şeklindeydi. Önce meyhanemize gidip masayı kuralım da ayrıntıları öyle anlatayım.

Aslında ilk gelişim değil. Birkaç ay önce yürüyüş molası verip birayla soluklanmıştım. Burası Derya 2 Restaurant. Ulaşım çok kolay, Kabataş-Bağcılar tramvay hattının Şehremini durağına yakın. Büyüksaraymeydanı Caddesi’nde, iki katlı müstakil bir binanın giriş katında. Girişten sonra bir sahanlık, ardından bir giriş kapısı daha var. Kapı açık değilse içerisi gözükmüyor. Dışı film kaplı.

Üst kata çıkan merdivenin daralttığı girişte solda yedi sıra ikili masa, biraz genişleyen yerde beş sıra dörtlü masa var.

Uzun salonun sağındaysa yedi sıra altılı masa, bitiminde banko ve meze dolabı, geçince sadece erkeklere mahsus tuvalet, iki pisuvar, bir alaturka kabin. Temiz. Salonun sonu da mutfak.

Eski tip kaplama duvarlarda hafif erotik kadın fotoğraf ve resimleri asılı. Modern görseller, sarı rengi kullanan bira firmasına ait. Birkaç tane de büyük boy fiyat listesi var.

Beş ekranda Kocaeli Hipodromu’ndan at yarışı yayınlanıyor, ilgilileri de hemen önlerindeki masalarda. Bende hala bir ilerleme yok at yarışı konusunda.

Erkenciyim, daha güneş batmadı bile. Birkaç masa var yine de. Salonun ortalarına doğru, ikili boş masaya çantamı koyup daha oturmadan meze seçmek için yaş almış garsonla dolaba gittim. Geniş cam küvetlerde onbeş kadar meze var. Dolap özenli, mezeler pırıl pırıl. Yarımşar porsiyon istedim, bankoda adisyonları tutan beyefendi bir yandan da siparişlerimi tabaklara doldurdu. Geçtim masama, bir de 35’lik. Şakşuka, acılı ezme, barbunya pilaki, pırasa, taze fasulye… Beyin de söylemiştim? Meğer mutfağa, garnitürleriyle buluşmaya gitmiş. Özenle hazırlanmış bir tabak içinde geldi.

Rakı da soğuk su da. O şahane ilk yudumu alıp, çatalın ucuyla bütün mezelerde gezindim; hepsi günlük ve özenli. Artık masa arkadaşımı çantamdan çıkarabilirim. O da sıkı içici. Her dublede bir hikâyesi var…

Masa arkadaşım, Anason İşleri Kitapları’ndan çıkan ‘100 DUBLEDE CUMHURİYET TARİHİ.‘ Alt başlığı da ‘Çalışmadığınız yerden‘. Yazarı, Hakan Kaynar. Kitabın arkasındaki tanıtım yazısında içerikle ilgili vaatler var, ama bence, az bile demişler:

Rakı sofrası memleketi kurtarmaya da Cumhuriyet tarihine de meraklıdır. Ama bunu oradan bakarak yazmaya cüret eden olmamıştı.
Hakan........

© Diken