menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Korkunun kokusu

15 0
23.03.2025

18 Mart’ı 19’una bağlayan gecenin ayazında, ertesi sabah yaşanacak trajikomedinin sahne dekoru hazırlanıyordu.

Birbirine kelepçelenerek caddeler boyu uzanan o barikat seddini düşünün.

Barikatların arkasından sizi gözetleyen, yakalarını burunlarına kadar çekmiş çevik kuvvet birimlerinin donuk, ifadesiz bakışlarını; halkla aralarına set çeken kalkanlara yaslanarak kalabalığa attıkları yılgın, bıkkın -hatta ürkek- nazarları getirin gözünüzün önüne.

Emir-komuta halatına zincirlenmiş vicdanlarını yoklayamadan, üstlerince ikna dahi edilemeden telaşla cephenin ilk safına sürülmüş o huzursuz bedenlerini süzün boydan boya.

Hukuksuzluğun ve zorbalığın bekçiliği -hele de enflasyona ezilen şu memur maaşlarıyla- bu kadar oluyor ancak.

Şafak söktüğünde, bir koku yayılmıştı İstanbul’a. O kadar ki milletin burnunun direği kırıldı kokudan. Tanımadığımız bir koku değildi aslında, fakat ilk kez bu kadar keskin, bu kadar baskın bir yoğunlukta çökmüştü şehrin üstüne.

İstanbul’la kalmamış, memleketin en ücra köşelerine dahi sirayet etmişti. Üstümüze başımıza, koltuklarımıza, yastıklarımıza, nevresimlerimize sinmişti. Camı açsak da kapatsak da rüzgar esse de esmese de çıkmayacağını biliyorduk artık. İstanbul kaynaklı gibi görünse de asıl menşeini de biliyorduk: Saray menşeiliydi koku. Korkunun kokusuydu.

Erdoğan’ın bir numaralı alamet-i farikası, şahsi........

© Diken