Poyrazlar: “En Özet Tanımıyla Gölgenin Eli Bir Suç Romanı.”
“Gölgenin Eli” adlı romanınız geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Hayırlı olsun, okuru bol olsun. Genelde polisiye romanlarda çok rastlamadığımız tasvir yoğun bir anlatım tarzınız var. Roman mekânları, kahramanlar, nesneler en ince ayrıntısına kadar tasvir ediliyor. Böyle bir anlatım tarzı seçmeniz hususunda neler söylersiniz?
Diğer romanlarımdan çok daha farklı bir tercihim olmasa da Gölgenin Eli’nde karakterlerin kişisel derinliklerine ve romanın atmosferine daha çok yer verdim. Bunu zaman zaman tempoyu yavaşlatmak, metindeki üçlü katmanı doldurmak ve kahramanların iç dünyasını yansıtmak için kullanmış olabilirim.
Gölgenin Eli polisiye için uzun sayılabilecek bir kitap. Yine de okurlardan: ‘çok çabuk bitti, bitmesin diye azar azar okuyorum.’ şeklinde yorumlar geliyor. Bu benim için büyük bir övgü.
Roman kahramanlarınızı, karakterlerinizi kurgularken nelere dikkat ediyorsunuz? Karakterlerinizde özellikle öne çıkarmak istediğiniz kişisel yönler var mı?
Her yazar kendi karakterlerinin okurun zihninde en canlı haliyle yer almasını hedefler, bunun için uğraşır. Karakterlerin kişiliklerine, geçmişlerine ve içinde bulundukları duruma göre hareketleri ve duygu dünyalarını yansıtmak gerekiyor.
Başkomiser Suat Zamir’in huysuz, dikbaşlı, asabi ve inatçı tavrı bu romanda da devam ediyor. Bir yandan her romanda Suat değişiyor, dönüşüyor. Aynı gerçek hayatta bize olduğu gibi.
“Gölgenin Eli” çok katmanlı bir roman. Birkaç koldan ilerleyen bir olay örgüsü var. Bir fenomenin cinayete kurban gitmesi, Başkomiser Suat’ın kendi geçmişini daha doğrusu babasına ne olduğunu araması, siyasi/politik alanda gerçekleşen durumlar… Polisiye mevzuunun yanında toplumsal işleyiş ve sorunlar, psikolojik tahliller, karakterlerin gelgitleri, şahsi hikâyeler romanı daha da katmanlı hale getiriyor. “Gölgenin Eli”ni hangi tür içinde değerlendirmeliyiz?
En özet tanımıyla Gölgenin Eli bir suç romanı. İçinde barındırdığı katmanlar nedeniyle siyasi gerilim ya da kara roman özelliklerini de taşıyor. Aynı zamanda 90’lı yılların siyasi panoramasının yer aldığı bir dönem romanı da olabilir. Bir aile trajedisi de…
Ben polisiyenin sizin söz ettiğiniz her unsuru içinde barındıran ve kendi alt türleri arasında geçişkenliğe en açık edebiyat türü olduğunu düşünüyorum. Bu engin saha bana bir........
© dibace.net
