menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nisandır!… Ölümdür!…

10 1
12.04.2025

“Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta”

Nisandır!… Sımsıcak sözlerin nar-ı azabı başlar şimdi dudaklarımızda; hiç söylenmemiş sözlerin…

Nisandır!…. Ölümdür!…. Eteklerinde ağlarsın, avuçlarında ölürsün. Bir yağmur damlası gibi usulca akıp gidersin sevgilinin avuçlarından.

Pervasız elleriyle dolanır Nisan sevgilinin saçlarında. Sen panjursuz, karanlık pencereden seyreylersin kadim bir yabancı gibi? Asfalta karışıp eriyen adımlar gibi eriyip gidersin tuzlu yağmurlarla.

Kırık bir musiki duyarsın uzaklardan… Uzaklardan kırık… Uzakların yakınında, yakınların uzağında… Rüzgâr eser… Baygın sardunyalar, hanımelleri, papatyalar kendilerini uçuruma bırakır gibi düşüverirler sevgilinin ellerinden. Düştükleri her yer ateşten kuyular olur. Yanar aşkın muhayyel yüzü bu ateşten kuyularda. Yanarsın… Yanar…

Nisanın çengiyle döner şimdi yalnızlık. Semavat döner. Bir tamburun ince sızısında şarkılar… Bir kudümün iniltilerinde hüznün........

© dibace.net