Maden’de Göçük Ya Da “Dağ Arkadaşlarımın Üzerine Düştü, Onları Yuttu.”
17 Kasım 2016’da Siirt/Şirvan/Madenköy yakınlarındaki bakır madeninde meydana gelen ve 16 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden kazası sonrası yazdığımız yazıyı Zonguldak’ta kaçak bir madende çalışırken kalp krizi geçiren ve sonrasında maden sahiplerince yakılarak öldürülen Afgan madenci Muhammed Nourtani dolayısıyla yeniden hatırladık ve okuyucularımızla paylaşmak istedik.
“Dağ arkadaşlarımın üzerine düştü, onları yuttu.”
Bazen tek bir cümle yeter insanı en derinden yaralamaya. Mecnun gibi kendini bilemez hale getirmeye… Siirt-Şirvan’da bir maden ocağında meydana gelen felaketi anlatmaya da yukarıdaki tek cümle yeter sanırım. Bundan sonraki bütün cümleler de boşluğa savrulur sanırım. Bir rüzgâra takılıp… Sözün bittiği yere götürür hepimizi bir rüzgar. Sözün kıymetini yitirdiği yere…
Bir bakır madeni… O bilindik ifadeyle söyleyecek olursak: Yeryüzü daha çok aydınlansın, insanlar daha rahat yaşasın diye yerin altına giriyor başka insanlar. Karanlığa… Yerin metrelerce altında, koyu karanlıkta rızkını arıyor garibanlar. Yerin yüzlerce metre altı… Ölümün en apansız gelişi… Ölümün soğukluğu… Karanlıklarda yitip gitmenin…
Siirt-Şirvan’da bir bakır madeni… Günlerdir yağan yağmur… Maden ocağının yarıklarından içeri giren binlerce ton toprak ve taş… Toprak altında 16 can… 16 baba, oğul, koca, kardeş… 16 acı… Binlerce hüzünlü hikâye… Yüzbinlerce hüzün, en koyusundan… Dokunduğumuzda parmak uçlarımızı yakan…
Coğrafyamız ölümle canlı kalan, yaşamını ölümle sürdüren bir coğrafya… Yiğitlerin, gençlerin payına en çok da ölüm düşer; Yaşamanın deli taylar gibi koştuğu vakitlerde… Analara yasaktır gülmek, en ufak tebessüm günah. En çok analar ağlar buralarda, çocuklar… Babasına doymamış çocuklar, çocuklarını doya doya koklayamayan babalar… Ömrünün baharında ocağı sönen eşler…
Cansız bedeni topraktan çıkarılan, acının en canlısıyla çıkarılan 24 yaşındaki Murat 20 gün önce evlenmiş. 20 gün… Ne kadar da kısa bir sürede çalıyor kapıyı keder… Ne kadar da acı… Şimdi kim döndürebilir zamanın çarkını geriye? Hangi umut sarmalar şimdi 20 günlük kocasını kaybetmiş gelinin yüreğini? Hangi umut?…
Şirvan’da bir madende göçük… Aslında uzunca bir dönemdir göçükler sadece madenlerde değil. İnsanlığımızda erozyon, vicdanımızda göçükler… Ne çok acıya duyarsızlık var. Ne çok bencillik!… Ne de çok ölümü kanıksadık… Ne de çok alıştık naklen izlemeye ölümleri… Ne de çok havale etmeye başladık tedbirsizliğimizi........
© dibace.net
