menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Azerbaycan Milli Basınımızın 150. Yılına Değerli Bilimsel Bir Katkı

8 0
23.05.2025

Milli değerler sistemimizde eşsiz bir yere sahip olan ve kültürel ilerlemenin mihenk taşı olan milli basınımızın 150. yılını kutluyoruz. Azerbaycanın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 25 Nisan 2024 tarihli Kararnamesinde de belirtildiği üzere, ulusal basınımız, ulusal hedeflerin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Bu tür basınlarımızdan biri de Doğu’nun ilk hiciv basın kuruluşu, Azerbaycan’dan Doğu dünyasına yükselen aydınlanma ve ilerleme güneşi “Molla Nasreddin” dergisidir.

7 Nisan 1906’da yayın hayatına başlayan “Molla Nasreddin” dergisinin, millî maneviyatımıza, basınımıza ve edebiyatımıza hizmetleri, getirdiği yenilikler, klasik mirasa karşı tutumu, edebiyat ve basın araştırmalarının her zaman ilgi odağı olmuştur. Bu dergi etrafında oluşan Molla Nasreddin edebiyat ekolünün temsilcileri, değerli yaratıcı miraslarıyla, sanatsal ve estetik düşüncemizin zirvesinde yer almaktadırlar. Sanatsal ve estetik düşüncede, bu süslü söz hazinesinden yararlanarak “Molla Nasreddin” dergisine geri dönmek, bir asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen tarihin her döneminde -modern internet gazeteciliği, yapay zeka çağında bile- kaçınılmaz ve gerçektir. 150 yıllık zengin basın tarihimize dönüp baktığımızda Azerbaycan basın çalışmalarının en gelişmiş sahasının Molla Nasreddin eleştirmeni olması tesadüf değildir. Nahçıvan Devlet Üniversitesi doçenti, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Fahri Öğretmeni İman Caferov’un “Molla Nasreddin Dergisi ve Doğu Edebiyatı” monografisi bu yolda atılmış önemli bir adımdır.

Yazar, Molla Nasreddin’in bilimsel-teorik kavramının derinliklerine inerek, “Molla Nasreddin” edebiyat ekolünün ve Doğu edebiyatının estetik bağlantılar sisteminin özgül bir bilimsel problem olarak incelenmediğini vurgular. İman Caferov, sadece Molla Nasreddin’in değil, genel olarak Azerbaycan yazarlarının eserlerinin dünya edebiyatında bir olgu olarak incelenmemesinin nedenlerine bilimsel ışık tutuyor. Rusya’nın sömürge politikası gereği, hem Çarlık rejimi hem de totaliter Sovyet rejimi döneminde, özellikle Doğu ve Türk edebiyatı olmak üzere, bireysel halkların ulusal bağımsızlık özlemlerini dile getiren yabancı edebiyatın kitlesel tanıtımı ve incelenmesi konusunda ciddi yasaklar bulunduğu bir gerçektir. Doğal olarak Doğu folklorundan ve Doğu mizahından beslenen Molla Nasreddin’i, asıl fikir kaynağı olan Doğu edebiyatından zorla “kopurup” Batı ve Rus edebiyatına bağlama çabaları, monografide ayrıca Azerbaycan’da 19. yüzyılın başlarından itibaren uygulanan katı Ruslaştırma politikasıyla ve Bolşevikliğin Rus edebiyatını yayma ideolojisiyle de ilişkilendiriliyor.

“Molla Nasreddin Dergisi ve Azerbaycan Edebiyat Araştırmalarında Doğu Edebiyatı Sorunu” başlıklı monografinin I. Bölümünde, Aziz Mirahmedov, Aziz Şerif, Mirza İbrahimov gibi Mirza Celil âlimleri ile Cafer Handan, Enver Ahmed gibi Sabir âlimlerinin ilmi mirası derinlemesine araştırılıp analiz edilmektedir. Yazar, son 30 yılda Molla Nasreddin ilimlerinin başarılarının baş mimarı, çağdaş Molla Nasreddin ilimlerinin ve Mirza Celil ilimlerinin bilimsel-teorik öğretisinin kurucusu Akademisyen İsa Habibbeyli’nin araştırmalarının mantıksal sonucu olarak haklı olarak bilimsel sonuçlara odaklanmaktadır. İman Caferov, Akademisyen İsa Habibbeyli’nin, Molla Nasreddin çalışmaları alanındaki bilimsel faaliyetleri aracılığıyla, Azerbaycan basın çalışmaları ve Mirza Celil çalışmalarına sağladığı olağanüstü hizmetleri, özel bilimsel yönleri açısından ele alıyor. Yazar, “Molla Nasreddin”in Doğu edebiyat ve estetik düşüncesiyle bağlantısının bilimsel kökenlerini araştırmak için, ünlü akademisyenin bu hiciv dergisinin yayınlanmasının dünya edebiyatında ve basınında bir olay olduğu yönündeki bilimsel sonucuna atıfta bulunmaktadır. Ünlü akademisyenin “Celil Memmedguluzade’nin Azerbaycan’daki Doğu ulusal gelişme eğilimleri ile Batı aydınlanmasını sentezleyerek yeni bir edebiyat ve basın türü yaratmayı başardı” şeklindeki düşüncesi, yeni monografinin bilimsel-teorik konseptini de oluşturmaktadır. Yazarın, Celil Memmedguluzadeni’nin dünya edebiyatıyla manevi bağ kurmasında Nahçıvan fikir ve edebiyat çevresinin önemli rol oynadığını, büyük yazarın klasik Doğu edebiyatıyla tanışmasının Nahçıvan aydınları ve Nahçıvan ilim ve edebiyat çevresi aracılığıyla gerçekleştiğini somut olaylar ve olgularla ortaya koyması........

© dibace.net