GÜÇLÜYKEN NAZİK OLMAK...
Güç, insanın en büyük imtihanıdır. Kimi insan gücü eline aldığında sesini yükseltir, kimi eline imkân geçtiğinde parmağını kaldırarak hükmetmeye kalkar. Kimi makamı görünce kalbini kaybeder, kimisi de aynı güçle daha fazla alçalır, daha fazla nezaket gösterir. Çünkü karakter dediğimiz şey, insanın eline güç verildiğinde ortaya çıkar. Zira güçlüyken nazik olmak; adamlığın göstergesidir, adem olmak, fıtrat gereği var olan bütün güzelliklere sahip olmaktır.
Bir insan, elinde imkân varken kırmıyorsa, önünde eğilenlere rağmen kibirlenmiyorsa, kendisine bağlı olanları ezmiyorsa; işte o kişi gerçek anlamda olgunlaşmış demektir. Zira nezaket; ancak gücün kontrol edilebildiği yerde kıymetlidir. Yoksa güçsüzün nezaketi çoğu zaman mecburiyettendir. Korkunun, çekinmenin, hatta yer yer çıkar hesabının cilasıdır. Bu yüzden güçsüzün nazikliği merhamet değil, çoğu kez zayıflığın tezahürüdür. İnsan çaresiz kaldığında kibar görünmeyi seçer ama bu bir duruş değil, sadece kendini koruma refleksidir.
Ne var ki zamanımızın en büyük sıkıntısı; insanların “fazla nazik” görünmek için kendi özlerinden, gerçek yüzlerinden uzaklaşmalarıdır. Fazla nezaket riyakârlığa dönüşür. Olduğundan çok daha yumuşak görünme çabası; gerçeği gizleyen bir maskedir. Bu maskeyi takan kişi, nezaket kisvesiyle yükselmeye çalışır ama bu........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein