Bakış Açısını Değiştirmek Gerek: Görünmeyen Maliyetler Üzerine
Bir toplumda çoğu birey süregelen yaşamlarında ekonomik kararlarını görünür maliyetlere ve bunların getirilerine odaklanarak verir. Oysaki hayatta, tüm tercihlerimizin görünür maliyetlerinin dışında görünmeyen maliyetleri de vardır. Bunlar bir bireyin hayatı için olduğu kadar toplum düzeyinde de sürdürülebilirlik bakımından derin ve uzun soluklu etkiler ortaya çıkarabilir.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu görünmeyen maliyetlerin etkilerini toplumdaki ortalama bir birey yoğun bir şekilde hissetmekte, hatta hissetmekle kalmayıp bunları yaşamaktadır. Peki, nedir bu görünmeyen maliyetler?
Görünmeyen Maliyetleri Görebilmek
Görünmeyen maliyetler, bir ekonomik faaliyetin doğrudan maliyetlerinin dışında kalan ve genellikle göz ardı edilen maliyetlerdir. Bunlar arasında bir ekonomik tercihin alternatiflerinden elde edebilecekken tercihimiz sonucunda feragat ettiğimiz maliyetleri ifade eden fırsat maliyetini ilk sırada sayabiliriz. Buna örnek olarak, hükümetin kaynakları eğitim yerine inşaat projelerine yönlendirmesi sonucunda uzun vadede eğitim sisteminin kalitesinin düşmesi ve dolayısıyla işgücünün verimliliğinin azalmasını gösterebiliriz.
Bir ekonomide negatif dışsallıklar da çoğu zaman üzerine düşünülmeyen ama aslında eşitler arasında büyük adaletsizliğe konu olan bir olgudur. Negatif dışsallıklar, bir ekonomik faaliyetin üçüncü şahıslar üzerinde yarattığı olumsuz etkileri ifade eder. Örneğin, sanayi tesislerinin çevreye verdiği zararlar, halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve bu da sağlık harcamalarının artmasına neden olabilir. Bireyler ve daha genel alırsak toplum bu maliyete katlanır, fakat sürecin herhangi bir getirisinden yararlanmaz. Aslında toplumdaki geleneksel uygulamalar, bu gibi adaletsizlikleri en aza indirgemeye yöneliktir; etrafa kokusu yayılan bir yemek yapan komşunuzun kapınızı çalıp o yemekten ikram etmesi gibi.
Bireylerin karşı karşıya kalabileceği maliyetler bunlarla da sınırlı değildir. Düşük gelirli hanehalkı kesimi üzerinde ağır bir yük oluşturan KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilere ağırlık verilen bir mali sistem oluşturulması, tüketici fiyatlarını artırarak, düşük gelirli grupların satın alma gücünü azaltması bakımından adaletsizliği güçlendiren etkiler ortaya çıkarır.
Bugünden Geleceğe
Görünmeyen maliyetlerin göz ardı edilmesi durumunda toplum sadece bugün kaybetmekle kalmayabilir. Gelecekte de kaybedebilir. Özellikle kaynakların verimli kullanılmaması durumunda uzun vadede ülkenin ekonomik büyüme potansiyelinin ve sosyal refahının olumsuz etkilenmesi gelecek nesillerin de kaybetmesine yol açabilir. Dolayısıyla devlet bütçesinin büyük bir kısmının toplumun ihtiyaç önceliği olmayan konulara ayrılması, eğitim veya sağlık gibi diğer kritik alanlarda yatırımların azalmasına ve gelecekte bu alanlarda bugünden daha düşük standartların oluşmasına neden olacaktır. Buna spesifik bir örnek olarak; ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar öğrenci........
© Daktilo1984
visit website