Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?
Giriş
Türkiye, genç nüfusun en yüksek olduğu Avrupa ülkelerinden biri. TÜİK’in 2023 verilerine göre 15-24 yaş arası gençlerin toplam nüfusa oranı ,1; bu rakam, yaklaşık 13 milyon kişilik büyük bir demografik kitlenin varlığına işaret ediyor. 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde, 6 milyonun üzerinde genç seçmen ilk kez oy kullandı. Bu büyük potansiyele rağmen gençlerin siyasete olan ilgisinin giderek azaldığı görülüyor.
KONDA’nın 2024 tarihli araştırmasına göre gençlerin yalnızca S,9’u hangi partiye oy vereceğini belirttiğini söylerken, 1,2’si kararsız, ,9’u ise oy kullanmayı düşünmediğini ifade etti. Bu oranlar, gençlerin yaklaşık yarısının seçim sürecine aktif katılım göstermediğini ortaya koyuyor.
Ancak bu uzaklaşma sadece oy sandığından ibaret değil; gençlerin mevcut siyasi partilerle, kurumlarla ve temsili demokrasiyle kurduğu bağda da ciddi bir kırılma söz konusu. Geçmişte politikayı değişimin aracı olarak gören gençlik hareketlerinin aksine günümüzdeki kuşak, siyasetle daha mesafeli, daha eleştirel bir ilişki kuruyor ve siyasete daha kuşkulu bakıyor. Peki bu mesafe ilgisizlik mi, yoksa yeni bir siyasal duruş biçimi mi? Gençlerin bu eleştirel duruşu, Türkiye’de temsil krizinin genç kuşaktaki yansıması mı?
Gençlerde Siyasi Soğuma ve Temsil Krizi
Türkiye’de gençlerin siyasete karşı mesafeli duruşu yalnızca oy kullanmama ya da partilere katılmama üzerinden değil, daha derin bir temsil sorunuyla ilişkili. Gençler, mevcut siyasal yapılar içerisinde kendi taleplerini, değerlerini ve önceliklerini yansıtan bir aktör göremiyor. 2024 tarihli Friedrich-Ebert-Stiftung Gençlik Araştırması’na göre, 18-30 yaş arası gençlerin yalnızca 6’sı siyasete ilgi duyduğunu belirtirken, siyasi partilere olan güven oranı ’un altına düşmüş durumda. Aynı araştırma, gençlerin parlamentoya, yargıya ve medyaya yönelik güven düzeyinin de oldukça düşük olduğunu gösteriyor.
Bu durum, temsil krizinin sadece partisel değil, kurumsal bir nitelik taşıdığını ortaya koyuyor. Gençler için siyaset, çözüme kavuşturucu bir mecra olmaktan çıkmış, statik ve dışlayıcı bir yapı haline gelmiş durumda. Meclis’te genç temsili de bu uzaklığı pekiştiriyor. Örneğin, 28. Dönem Türkiye........© Daktilo1984
