BACH, Diyarbakır'da...
Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler. Nicedir aklına koymuştu, bu konserleri Diyarbakır’da da düzenleyecekti. Diyarbakır konseri gerçekleşti. Bu konseri izleme şansını buldum. Hayatımın en güzel deneyimlerinden biriydi.
Önceleri kuşkuluydum. Memleketin bunca derdi varken, ülkenin birçok yöresi bu dertleri daha da yoğun yaşarken kim giderdi ki! Konser afişi çok cazip olsa da (elinde koca bir dilim karpuz tutan Bach’ın resmi) BİN KİŞİLİK Sezai Karakoç Kültür Merkezi’ni doldurmak kolay olmayacaktı.
Yanılmışım. Salonun girişinde uzayıp giden kuyruk vardı. Bir başka şaşkınlığım, çocuk ve genç dinleyicilerin çokluğuydu. Konseri çocuklar çıt çıkarmadan izleyeceklerdi. Öncesinde ve sonrasında onlarla konuştuğumda, heyecanlarını hiç gizlemediler. İlk kez klasik müzik konseri dinleyeceklerdi. Birçoğu saz, piyano, keman, gitar çalıyordu. Konser biletliydi. Öğrencilere biletler sadece 100 liraydı. Salon doluydu.
“Demek Diyarbakır’da da Bach olurmuş... Diyarbakır’a Bach ağır gelebilir diyenler oldu. Ama ben Diyarbakır’a hiçbir şey ağır gelmez diye inat ettim.”
Açılış konuşmasına böyle başladı Hakan Erdoğan. Sonra Moskova’dan gelen “Pelle d’Oca” Oda Orkestrası’nı ve konserin biri Rus, biri Türk iki solistini tanıttı. Programı özetledi. Bu konseri mümkün kılan tüm Türklere ve Kürtlere teşekkür etti. Bu konserin Sırrı Süreyya Önder’e adandığını açıkladı.
“Hem sanatçı kimliğiyle yüreklerimize dokunan hem de siyaset adamı olarak barış mücadelesine emek........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein