Afyon’da müzik ve edebiyat coşkusu
“Ayın altında kağnılar gidiyordu./ Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon’a doğru./ Toprak öyle bitip tükenmez, dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişmiyecekti.”
Afyon’dayım. Ne zaman Kurtuluş Savaşı’mızın simgesi Afyon’a gitsem kulağımda Ruhi Su’nun ölümsüz sesi, Nâzım Hikmet’in yukarıdaki dizelerini fısıldar kulağıma. Daha önce genç pırıl pırıl bir gazeteciyi Metin Göktepe’yi döve döve öldüren polislerin duruşmaları için gelmiştim Afyon’a ama bu kez başka. Bu kez uygarlık için, gençler için, gelecek için... Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’ndeyim. Üstelik 24. yaşına basan bir festival.
Her şey çok genç, çok gözü kara, çok azimli, çok inatçı, oldukça hayalperest epey “deli”, çılgın bir delikanlının Hüseyin Başkadem’in (d.1968) idealini gerçekleştirmek için kollarını sıvamasıyla başladı! Cumhuriyet Devrimlerinden aldığı ilhamla doğduğu kenti dönüştürmeyi kendine ülkü edindi. İstanbul ve Cambridge üniversitelerinde aldığı müzik eğitimiyle önce müzik öğretmenliği yaptı, sonra Afyonkarahisar Klasik Müzik ve Caz Derneği’ni kurdu. Tüm olanaksızlıklara, engellere karşın hiç yoktan 25 yıldır iki festival düzenliyor. Biri klasik müzik, biri de caz festivali. Ve başardı.
Başarı sadece bu uluslararası resital ve konserleri düzenlemesi değil. Başarı aynı zamanda geleceğin dinleyicilerini........
© Cumhuriyet
