Çiftçi
Çiftçimiz, “Sayın bakanım Gemlik Limanı’na mısır gelmiş, bu biz çiftçilerin ayağına kurşun sıkmaktır” demiş tarım kurultayında. Köyler boşalıyor sayın bakanım diye feryat ederek devam etmiş sözlerine.
Şaşıracak bir yönü yok sürecin.
2010 yılında kırmızı et piyasasındaki alarmla başladı her şey. Arz ve talebin reel ekonomik değerlerle değil de finansal piyasaların o alımlı grafiklerin yardımıyla belirlenmesiyle tarımsal faaliyetlerdeki oynaklık artmaya başladı. Günlük döviz kuru ve faiz oranı belirler gibi et fiyatları da finansal piyasaların bir ürünü oldu.
Sadece et mi?
Tabii ki hayır.
Tüm tarım ve hayvancılık faaliyetlerine dayalı her üründe böyle oldu.
Mercimek, pamuk, buğday, nohut, pirinç, mısır, beyaz et ve diğer ürünlerin fiyatları sözde arz ve talep yaklaşımı ile finansal piyasaların kucağında belirlenmeye başladı.
Bu süreçte hükümetlerin yapacağı çok iş, alacağı çok önlem varken bizim karar vericiler ıslık çalarak ithalatı, belirli kesime çok fayda sağlayan ithalatı bir........
© Cumhuriyet
visit website